SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI HİZMETLERİNDE NEYİ ÖNCELEMELİ ?

Mazimize göz attığımızda bütün ihtişamıyla görünen medeniyetimizin önemli bir kısmının vakıflar tarafından gerçekleştirildiği kesin bir hakikat. Bize düşen de dinimizin emirleri doğrultusunda bu vakıf geleneğini diriltmek, yaşatmak, geliştirmek…

Vakıflar ve dernekler aracılığı ile yapacağımız manevi yatırımlar da önceliğimiz ne olmalı ?

Özellikle devletin SYDV ları aracılığıyla kullandıkları kaynaklar STK ları hizmet önceliklerini tekrar gözden geçirme ihtiyacına zorlamaktadır. SYDV Genel Müdürlüğünce yapılan açıklamalara dikkat edilirse muhtaç insanlara Valilik ve kaymakamlıklarca yapılan nakdi yardımlar ciddi bir yekûn tutmakta ve birçok ilde gönderilen ödenekler harcanamamaktadır. Dolayısıyla zamanında ihtiyaçtan dolayı hizmetinin aç ve açıkta insanlara göre dizayn eden vakıf ve dernekler, değişen günümüz koşullarında hizmet önceliklerini tekrar belirlemelidirler.

Mutlaka günümüzde yapılması gereken çok önemli işler var. Ama bana göre en önemli öncelik: Gençliğin eğitimi, gelecek neslin yetiştirilmesidir.

Peygamberimiz mescidini inşa ettikten hemen sonra ashabı suffa için mekan oluşturmuş ve onların eğitimi, yetiştirilmesi için çok özel bir hassasiyet göstermiştir. Kuranı Kerim’de ölüm-kalım meselesi olan bir savaşa bile giderseniz arkanızda ilim tahsil eden ve döndüğünüzde doğruları size öğretecek ve emredecek, yanlışları size hatırlatacak ve nehy edecek bir topluluk bırakın diye emirde bulunmuştur.

Ashabı suffa anlayışı zamanla gelişmiş, branşlaşmıştır. Ve eğitimi önceleyen devletler tarihte daha uzun yaşamış daha önemli eserler bırakmışlardır.

Ashabı suffaların arkasında hep vakıf anlayışı yer almıştır. İnsan eğitimine yapılan yatırım bütün her şeyden öncelikli ele alınmıştır.

Bu gün bu hassasiyetle hareket eden vakıflarımız var. Ancak yeterli değil. Bence insan eğitimi konusunda tüm vakıflarımızın “seferberlik”  ilan etmesi gerekir. Köyde,  mezrada, varoşlarda, gecekondularda ki tüm çocuklarımıza ulaşılmalı ve onların eğitimi sağlanmalıdır. Çünkü bütün güzellikler ilimle, irfanla meydana gelirken, bütün çirkinlikler cehaletten ortaya çıkıyor.

Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığımızın da bu konudaki seferberliğe öncülük etmesi gerekir. Gelin “Okulsuz bir tek çocuk kalmayacak” sloganıyla tüm yurt çapında bir kampanya başlatalım.

Bir Genel Müdürümüz şu tespiti yapmıştı: Cami kürsü ve minberlerinde daha çok bina yapımı, caminin yakıt ihtiyacı v.b. ihtiyaçlar için yardım toplanıyor. Ben 56 yıldır camilere gidiyorum. Din Görevlilerimizin “mahallemizde fakir, ihtiyaç sahibi öğrencilerimize burs verilmek üzere yardım toplanacaktır “ dediklerini hiç duymadım. Din Görevlilerimiz mahallesinde yaşayan çocuk ve gençlerin eğitimi konusunda yardımcı olmalı, tahsilleri konusunda ortaya çıkan engellerin aşılmasında rehberlik etmeli gerekirse cemaatin yardımına başvurmalıdır.

Hz. Ali efendimizin şu tespiti çok önemli. İlim maldan çok kıymetlidir. Malı sen korumak zorundasın; İlim ise seni korur. Köklerinde Vakıf Medeniyeti olan bizler kurduğumuz dernek ve vakıflarla insan eğitimine yoğunlaşmamız ve ilim güneşini her eve girmesini sağlamamız gerekir. Bu konuda işbirliği ve koordinasyon halinde hareket edilerek anaokulundan üniversiteye, yüksek lisans, doktora programlarına kadar tüm birimler oluşturulmalı ve en geniş yelpazede eğitim seferberliği başlatılmalıdır.

Yorum Ekle