Aktüel bir olay münasebetiyle birkaç kavram toplumda ciddi anlamda tartışılmaktadır.
1.)Zina , bütün din ve kültürlerde en ağır günahlardan ve apaçık bir çirkinlik , ahlaksızlık olarak kabul edilmiştir. Özellikle tarafların evli olması durumunda bu günah , çirkinlik ve ahlaksızlık katlanmaktır.
Kuran-ı Kerim 2 fiil için “yapmayın” tabiri yerine “yaklaşmayın” tabirini kullanır:
1) Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.(İsra 17/32)
2) Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur. (İsra,17/34)
2.)Tecessüs, İnsanların gizli hallerini ayb ve kusûrunu merâk edip iç yüzünü araştırıp öğrenmeye çalışmaktır.
“Ey îmân edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü bâzı zan (vardır ki) günâhtır. Tecessüs etmeyiniz. Biriniz diğerinizi gıybet etmesin. (Hucurât ,12)
Sû-i zan etmeyiniz (kötü zanda bulunmayınız). Sû-i zan yanlış karar vermeye sebeb olur. Tecessüs etmeyiniz. Münâkaşa etmeyiniz birbirinizi çekiştirmeyiniz kardeş gibi sevişiniz. Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulm etmez yardım eder. Onu kendinden aşağı görmez. (Hadîs-i şerîf-Berîka) ,Tecessüs etmek harâmdır. ( Muhammed Hâdimî)
Tecessüs dinimizin yasakladığı bir davranıştır. Ama bu yanlış davranışı birileri gerçekleştirdi ve bazı gerçeklere ulaştı ise bu durumda olaya nasıl bakılmalıdır.
a.Gerçeklere ulaşılsa dahi bu tecessüsün haram olduğu , yasak olduğu gerçeğini değiştirmez.
b.Birileri tecessüs neticesinde bazı gerçeklere ulaşmışsa, tecessüsün haram olması ,o gerçeğin gerçekliğine zarar vermez.
c.Tecessüsü gerçekleştirenler işledikleri fiilin bedelini öderler. Tecessüs neticesinde ortaya çıkan gerçeğin bir faturası varsa , ilgili insanlar öderler.
3.)Zulme taraftar olmak: Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.(Hud,11/113)
Zina Allah’ın koyduğu kurallara karşı bir taşkınlık(fahşa), dolayısıyla bir zulümdür. O halde her insan duygu ve düşüncelerini kontrol etmeli , dininin kendisine emrettiği ölçülere göre düzenlemelidir.
Bu asrın acib bir hassasıdır:Bu asırdaki ehl-i İslâm’ın fevkalâde safderunluğu ve dehşetli canileri de âlîcenâbâne afvetmesi; ve bir tek haseneyi, binler seyyiatı işleyen ve binler mânevî ve maddî hukuk-u ibadı mahveden adamdan bir tek haseneyi görse, ona bir nevi tarafdar çıkmasıdır. Bu suretle ekall-i kalîl olan ehl-i dalâlet ve tuğyan; safdil tarafdar ile ekseriyet teşkil ederek, ekseriyetin hatâsına terettüb eden musibet-i âmmenin devamına ve idamesine belki teşeddüdüne kader-i İlâhiyyeye fetva verirler; biz buna müstehakız derler. ( http://www.saidnur.com/foreign/trk/risaleler/lahikalar/kastamonu.htm )
70 yıllık bir ömürde bir insanın mutlaka iyilikleri ve kötülükleri olacaktır. Ama bazı hareketler vardır ki hepsinden önemli, her şeyden farklıdır. Milletin seçtiği 550 milletvekilinin 411 inin “inancından dolayı başını örten kız öğrenciler öğrenimlerine devam etsin” kararını , mahkemeye taşımak ve dokuz kişinin o milletin verdiği hakkı kızların elinden almasının ne kadar göz yaşına, ne kadar hayal kırıklığına, ne kadar yürek burkulmasına , ne kadar genç kızımızın psikolojinin bozulmasına yol açtığını ancak yaşayanlar biliyorlar.
60 yaşında babamı kaybettim. Tabii ki kalp üzüldü. Göz yaşardı. Ama babam keşke şu zulmü işlemeseydi , keşke şu fiili gerçekleştirmeseydi diyeceğim hiçbir amele imza atmadı.
Dünyanın en büyük saadeti bu değil mi dostlar ?
Hepimiz faniyiz. Hepimiz bir gün öleceğiz. Hukuk-u ibadın (kul hakkı) hukuk-u allahtan daha öncelikli olduğunu biliyoruz. O halde elimizle , dilimizle ve kalbimizle işlediklerimize dikkat edelim. Tertemiz zulümsüz bir hayat yaşayalım.
Özellikle bu zamanda. Çünkü “gerçeklerin, bir gün , bir şekilde , mutlaka ortaya çıkmak gibi bir alışkanlığı var.”
İbret alın ey akıl sahipleri.