KİRLENMEK GÜZELDİR, ÖYLE Mİ?

Bir milletin hayatında “dil” çok önemlidir. Çünkü insanlar birbiriyle “dil” vasıtasıyla anlaşır. Dil ise kavramlardan oluşur. Manalar kavramlar vasıtasıyla insanlar tarafından bir diğerine aktarılır. Geçmiş ile gelecek arasındaki köprü “dil” dir.

Ülkemizde ciddi anlamda bir kavram kargaşası yaşanmaktadır. Adeta kavramlar kasıtlı olarak tersinden okunarak millette zihin kargaşası oluşturulmaktadır.100 yıl önce kendi dilinde yazılmış bir eseri anlayamayan bizden başka millet yoktur. Bu gün gençler 1980 ler de yazılan eserleri anlamakta zorlanmak ta , 1940 lar da yazılan eserleri anlamamaktadır.

Bu kavram kargaşası 150 yıldır bu vatanda özellikle oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu asrın başlarında Bediüzzaman bu tehlikeye dikkat çekmiştir. O, kendi zamanında yaşanan kavram kargaşasına şu şekilde işaret etmiştir. Zulüm, başına adalet külâhını geçirmiş. Hıyanet, hamiyet libasını giymiş.  Cihada, bağy ismi takılmış. Esarete hürriyet namı verilmiş.  Ezdad mübadele (değiştirmişler) etmişler. (zıdlar) suretlerini

George W. Bush Irak ve Afganistan’a “özgürlük” getirmek için girmişti.

Bu önemli konuya dikkat çektikten sonra asıl konumuza “kirlenmek güzeldir” sözü ile ilgili değerlendirmelerime geçmek istiyorum.

Bu gün için  bu söz masum bir deterjan reklamındaki anlamını aşarak ,toplumun kanıksadığı bir gerçek haline gelmiştir. İnsanlar bu söze adeta inanırcasına manevi olarak kirlenme konusunda yarışmaktadır.

Daha güzel kirlenmek için özel sistemli organizasyonlar oluşturulmuş. Ülkenin her tarafından organize suç örgütleri haberleri geliyor. Bu örgütlerde her meslekten insan var. Yani sistematik bir şekilde kirleniyoruz vesselam.

Hizmet verdiği çocuk, genç , kadın, özürlü ve yaşlıya sevgi, şefkat ve güler yüzü esirgeyen sosyal hizmet çalışanı ,

Dersinde vermesi gereken bilgileri , özel derste vererek ekstra gelir sağlayan öğretmen,

Yapması gereken ameliyat için ekstra para isteyen doktor, hasta olmadığı halde rapor         alan memur, hasta olmayan memura rapor veren doktor,

Vermediği eğitimin parasını devletten alan rehabilitasyon işletmecisi,

Kendisine ulaşan bilgiyi “haber değeri” artsın diye yalan ve yanlış bir şekilde yansıtan gazeteci,

Evi olmayan insanlar için geliştirilen sosyal konut projelerine her türlü yolları deneyerek giren torununa , kızına, gelinine ev ayarlayan evi olan vatandaş,

Meyveyi, sebzeyi eksik tartan, tezgahının önü ile arkasını farklı oluşturan pazar esnafı,

Mesaisinin önünden, arkasından, ortasından 5 dakika 10 dakika tırtıklamaya çalışan memur,

Kamuya ait araçları sivil plaka takarak özel işlerinde kullanan bürokrat,

Kanunların vermediği hakkı elde etmeye çalışan vatandaşa aracılık eden siyasetçi,

Görevinin gerektirdiği haysiyet, vakar ve ilimle kendini donatamayan din görevlisi,

Her biri bir emek mahsulü olan bandrollü kitap ve CD leri korsan olarak çoğaltan ve bunları raflarına koyarak satan insanımız,

İnsanların sağlığına zarar vereceğini bildiği halde daha fazla kar etmek için zararlı ucuz katkı maddeleri kullanan gıda üreticileri,

Bunları denetlemeyen ,denetleyemeyen devlet görevlileri kirlenmektedir.

Evet dostlar. Bu liste sayfalarca çoğaltılabilir.Ama “arife işaret yeter”. Kirlenmek güzel değildir. Temizlik imanın yarısıdır. Bizim ilmihal kitaplarımız Her şey de önce temizlik konusuyla başlar. Temizlenmeden hiçbir şey yapamazsınız.

(Allah) Tevbe edenleri ve temizlenenleri sever. (Bakara, 222)

Elbiseni temizle. Pislikten kaçınıp-uzaklaş. (Müddessir Suresi, 4-5)

Alemlerin rabbi bizden maddi-manevi temiz olmamızı ,temiz kalmamızı ister. Kirlendiğimizde bir daha kirlenmemek üzere tövbe ve su ile temizlenmemizi emreder.

Ne mutlu temiz yaşayanlara, temiz ölenlere, rabbinin huzuruna temiz çıkanlara…

Yorum Ekle