Toplumda şiddete başvurma örneklerini gazete sayfalarından okuyoruz. Toplumda bir çok insanımız (özellikle trafikte) barut fıçısı gibi. Bir kıvılcım onu patlatmaya yetiyor.
Bizim daha çok şiddete meyilli ya da birilerine şiddet uygulamış kişilerle çalışırken uyguladığımız bir yöntemimiz var. Buna anlaşılması kolay olsun açısından araçlardaki “hararet göstergesi” diyebiliriz. Her ehliyeti olan bilir ki araç göstergeleri içerisinde en çok dikkat etmemiz gerekeni ‘hararet saati’ dir. Çünkü hararet yapan bir motorda telafisi çok zor zararlar oluşmakta ve araç asla yoluna devam edememekte mutlaka servise çekilmek zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
İnsanda bu anlamda araç gibidir. İnsandaki hararet saatinin yerini insanda termometre ismini verdiğimiz, sürekli gözümüzün önünde duran gösterge almaktadır.
Termometre ismini verdiğimiz bu yöntem daha çok şiddete başvuran yada meyili olan kişiler için kullanılır. Termometrede gösterilen 10 nokta stres ve öfkeyle baş edemeyen kişilerin patlama noktaları olarak belirlenir. 4’e kadar her şey kontrol altında iken 4’ten sonra kişide gerilim kademe kademe artar ve 10’a gelindiğinde şiddete dönüşür. Bu 10 nokta müracaatçı ile yapılan görüşmede belirlenir. Bu aşamalar DAVRANIŞLAR ve DÜŞÜNCELER arasındaki farkı göstermektedir.1-4 yeşil, 5-7 sarı, 8-10 kırmızı renkle yansıtılabilir.
10 | → Şiddete Başvurma Noktası |
9 | |
8 | |
7 | |
6 | |
5 | |
(4) | → Bu aşamaya kadar kişi davranışlarını kontrol altında tutabilir.(Yeşil) |
3 | |
2 | |
1 | → Her şey yolundadır. |
0 |
1’den 10’a kadar kişi stres yüklenir. Mide ve baş ağrıları çekilir. Kendisini mutsuz hissetmeye başlar. Bu durum 4’e gelene kadar kişinin kontrolü altında gelişir. Ancak 4’ten sonra kişi kontrolü kaybetmeye başlar ve giderek şiddet eğilimi artar. 9’a gelindiğinde tolerans bitmiş olur,10’da ise artık kişi patlama noktasındadır ve şiddete başvurur. Şiddete başvurma seviyesi kişiden kişiye de farklılık gösterebilir.7 den sonrası şiddet açısından riskli alandır.
Bu çalışmada kişinin kendi başına yapabileceği çözümlerin yer aldığı İLK YARDIM KARTLARI kullanılır. Bu kartlar müracaatçı ile ortaklaşa belirlenir. Bu çalışmada eğer kişi yaptığı yanlış hareketin veya şiddetin farkında ve “Neden yapıyorum ?” sorusunu kendine soruyor ise yardım edilme düzeyi yüksektir. Eğer bu soruyu soramıyorsa ,”Neden yapıyorum?” sorusunu kendisine sormasını sağlamalıdır.
Çocukların düşünsel olarak nasıl patlama noktasına geldiği araştırılmalıdır. Çocuklar ilgi çekmek için de patlamalar yapabilir.
Çocuğa ve kendimize hayat yolculuğunun bir araba yolculuğu gibi olduğunu söyleyerek “arabayı sen sürüyorsun, bende yanında oturuyorum.” diyerek ihtiyaç olduğunda tali yolları bulması sağlanmalıdır. Çünkü mutlaka ihtiyaç olacaktır. Onun termometresini yükselten problemleri yazması istenebilir. Çocuğa ve kişiye “çözüm yolunu sen teklif et, sen söyle” denilebilir. İnisiyatif çocuktan veya kişiden gelirse yapılması gerekeni yapmadığı zaman,” ama bunu sen söylemiştin, neden yapmıyorsun ? ” denebilir.
Bu yöntem kişide ve çocukta yükselen şiddet eğilimini görmemizi sağlar. Eğer aile içinde veya hayatta rutin yolunda stres seviyesi yükselen insan tali yollara kanalize edilmez ise patlama noktasına gelir. O zaman çok farklı kurumlardan yardım almaya ihtiyaç duyar hale gelir. Bundan sonraki süreçte ise tamir başlar.
Bu gün insanımız özellikle erkeklerimiz kelimenin tam anlamıyla ‘keskin sirke’. Oysa termometrenin 4 ün üzerinde olması motoru yıpratır, eskitir ve çabuk bozulmasına yol açar. Ülkemizde ortalama nüfus kadın-erkek oranı itibariyle % 51 ile erkekler lehine iken, ilerleyen yaşlarda bu oran kadınlar lehine büyük oranda değişmektedir. Bunun sebebi üzerinde erkeklerimiz kafa yormalıdır.
Rabbimiz inşirah suresinde ‘o halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul’ sözüyle hayatı farklı uğraşlarla bezememizi ve yorulduğumuzu, termometremizin yükseldiğini gördüğümüzde, diğer bir şapkamızı takarak başka bir işe yönelmemizi emreder. Hararetimizi düşürecek hobilerimiz, alışkanlıklarımız , farklı formüllerimiz olmalı elimizin altında.
Bu gün insanlar aynı kulvarda koşturdukları insanlarla ‘acımasız’ bir yarışa girmektedirler. Bu daha fazla artırma (para, mal, mevki, kariyer, güzellik vb.) mücadelesi insanların termometresinin 8-10 bandında dolaşmasına yol açmaktadır. Sonunda birçok kişi ya kendisine ya da en yakınlarından başlamak üzere çevresine telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir.
İnsanoğlu hızıyla ruhunu geride bırakmakta, âdeta ruhunu kaybetmekte, modernizmin teşvikiyle ‘ruhsuz bir tüketim makinesi ‘ olarak hayatını tamamlamaktadır. Milattan 2000 yıl önce ‘Tanrım beni YAVAŞLAT’ sözünün başlık olarak kullanıldığı bir tapınak yazıtı bulunmuştur.(https://www.cemilpasli.com/buyuk-patlama-bing-bang-nerede-nasil-ne-zaman/hayati-dolu-dolu-yasamali-acele-etmemeliyim )
Peygamberimiz ‘teenni rahmandan, acele şeytandandır’ demiştir. Hayatı bütün güzelliklerini hissederek, hayatı yayarak, bir işte yorulunca diğer işte dinlenerek, hazmede hazmede yaşamayı öneriyorum dostlarıma. Başka bir hayat ve başka bir dünya bu hayata bağlı. Bu hayatın güzelliğine, temizliğine, düzgünlüğüne, kalitesine bağlı. Hiçbir saniyeyi ihmal etmeden hayatı yavaş ve derinlemesine dolu dolu yaşamak gerek.
Kesin öleceğimiz ve bizim ihtiyar ve irade alanımızdan çıkacak hayatımızın sonuna doğru bu kadar acele ve telaşla koşmak NEDEN ???
Bizi ilgilendiren asıl hayat burası. Dakikası, saniyesi diğer hayatımızı direk etkiliyor çünkü. O halde termometre de gözümüz hayatın her alanının hakkını vererek kullanalım ömür sermayemizi. Bu sermayeyi kullanmada ruhumuzun bineği olan vücut sağlığımıza hararetin ne kadar çok zarar verdiğini asla unutmayalım.