Gazeteci ; gazetecilik mesleğini icra eden; güncel olaylar, akımlar, konular ve kişiler hakkında bilgi toplayıp, olabildiğince tarafsız bir şekilde yayımlamaya gayret gösteren kişidir.
Gazeteci; halkı temsilen, kamuoyunun kendisine verdiği görev itibariyle inceleme, araştırma ve denetleme işi yapan insandır.
Gazeteci; kesin bir delile dayanmadan asla kimsenin kişilik haklarına tecavüz etmeyen, kul hakkı hassasiyetini mesleğine yansıtan şahsiyettir.
Müslüman gazeteci; İsra 36 da ifade edilen (Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur) uyarıları hayatının tüm zamanlarında kendine rehber etmelidir.
Gazeteci; Cemil MERİÇ’ in “Hükümler sevginin veya kinlerin mensurundan süzülürken tarafsızlıklarını kaybederler” gerçeğini dikkate alarak yaptığı haber ve yorumlarda sevgisi ve nefretini karıştırmadan objektif davranmalıdır.
Gazeteci; tabii ki bekardır. ”Bekara avrat boşamak kolaydır”. Bu gerçeği muhataplarına çok iyi anlatmalıdır. Bu anlamda bazen reel-politik ten uzak olarak gerçekleri yazar, önerilerini sıralar. Böylede yapmalıdır. O çözüm önerilerinin reel-politikaya uyarlamak başkalarının işidir.
Gazeteci; okuyucuları ve dertli insanlar tarafından en kolay ulaşılan kişi olmalıdır.Bu anlamda gazetelere ücretsiz 800 lü hatlar öneriyorum.
Gazeteci ; “faydasız ilimden Allah’a sığınırım” bilinciyle yaptığı bir haber ya da yorumun insanlara faydasını da talep etmelidir.
Gazeteci; herkesten çok okuyan, tekrara düşmeyen, dünü dünde bırakıp bu gün yeni şeyler söyleyen, toplumun önünden koşan bir enerjiyle dolu olmalıdır.3 gün okumadan geçen günden sonra konuşmalar ve yazmalar anlamsızlaşır.
Gazeteci; sosyal, ekonomik ve kültürel faaliyetleri yakından izleyen ve oradan aldığı (ham madde) bilgileri işlenmiş halde (mamul madde) okuyucusuna sunmalıdır.
Gazeteci; hayata ve olaylara optimistik, pozitif ve müspet bakan, bardağın sürekli dolu tarafını gören ve okuyucularına sürekli bu olumlu bakış açısını aşılayan insan olmalıdır.
Gazeteci; kişi ve kurumlarla ilişkilerini menfaat ve duygusal eksenli değil, HAK ve HAKİKAT eksenli kurmalıdır.
Gazeteci; kaleminin namusu konusunda hassas olmalı, yazılarını yazarken kılı kırk yarmalı, asla eğip bükmemelidir.
Gazeteci; mesleğinin kamuoyu nezdinde değerinin, ağırlığının artması ve eksilmesinin kendisine bağlı olduğunu bilmelidir.
Gazeteci; yazılarında hak ve hakikate dikkat ettiği kadar gazeteciliğin usulü diyebileceğimiz üslubu, tarzı, dili konusuna da dikkat etmelidir. Usul asıldan önemlidir. Kendisi de bir müddet gazetecilik yapan Bediüzzaman Said Nursi; “Ey gazeteciler! Edipler edepli olmalı; hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddib olmalı.” sözüyle bu konuya dikkat çekmiştir.
Gazeteci; yaşadığı coğrafyanın maddi-manevi, yer altı ve yerüstü zenginliklerini bilen, yaşadığı yerin “farkında” olan mütefekkir insan olmalıdır. Zira “marketing” dönemi de sona erdi. Şu an “farketing” daha ön planda
Gazeteci; bu coğrafyanın gereği olarak akla hitap eden (aklın nuru fünun-u medeniye) fenni ilimlerin yanında kalbe ve vicdana hitap eden dini ilimleri de (vicdanın ziyası ulum-u diniye) okumalıdır. Çünkü biz Doğu Batı arasında bir İslam beldesinde yaşıyoruz. Batıya akılla, doğuya kalb ve vicdanla dönmeli ve ikisinin birleşmesiyle HAKİKATE ulaşacağımızı unutmamalıyız. Bunları ayıran insanlar ya TAASSUBA, ya da İNKÂR a gidebiliyorlar.
Gazeteci ; “sebep olan yapan gibidir” kaidesince ya hayra ya da şerre sebep olan kişidir. Göz önündedir. Bu sebeple sürekli hayra, iyiliğe çağıran ,iyiliği yapan yaşayan ve öğütleyen insandır.
Bir gazeteci olarak kendime (kendimize) biraz nasihat ettim dostlar. Bu duygu ve düşüncelerle tüm gazeteci arkadaşlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nü kutluyor, hepsine daha iyi imkânlara sahip oldukları sağlıklı, huzurlu, neşeli meyveli uzun ömürler diliyorum.