İnsan sosyal bir varlıktır. İnsana dünya ahiret saadeti vaad eden İslam’da sosyal ilişkileri en üst derecede ehemmiyetle ele alan bir hayat nizamıdır.
Bu dinde tüm ibadetler, Allah rızası için yapılmasının yanında , sosyal boyutlarıyla da ön plana çıkarılır. Misaller vermek gerekirse:
İman, en büyük emir olması yanında insanı tüm müminlerle kardeş , tüm yaratılmışlarla dost ve arkadaş yapar.
Namaz, mescitte kılındığında mahalleyle , camide kılındığında semtle , şehirle sosyal bağları tesis ve güçlendirme işlevini gerçekleştirir.
Oruç, bir gün boyunca aç ve susuz kalan insana , iftar vaktinde tüm kainata karşı muazzam bir empati-sempati gözüyle bakma kabiliyetini kazandırır.
Zekât, “ezzakatu kantaratul İslam – zekat İslam’ın köprüsüdür” prensibiyle yaşandığında zengin fakir arasında kopmaz bir bağ, harika bir sosyal doku ve sosyal barış oluşturur.
Hacc, dünya çapında bir kongredir ki mümini tüm yerel takıntılardan kurtarıp , ona Arafat ta sadece o ve rabbisi ve bir tarağın dişleri gibi eşit kardeşleri olduğu dersini verir.
Bu misaller diğer tüm ibadetler için çoğaltılabilir.
Bayram ise; zikredilen ibadetlerin sosyal yönlerinin hayata tatbikinin “sağlama” vakitleridir.
Yani bayram her hafta hutbede , “’Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; çirkin şeyleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.’ (Nahl, 16/90) ayetini dinleyen ve “işittik-iman ettik” diyen mümine yılda iki defa sağlama fırsatı verir.
Allah’ın elçisi “İman etmedikçe cennete gidemezsiniz. Birbirinizi SEVMEDİKÇE iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz ameli söyleyeyim mi ? Aranızda SELAMI yayınız” demiştir. Bu açıdan bakıldığında cennete gitmek isteyen her mümin diğer müminlerin tümünü ayırt etmeden gönülden sevmek zorundadır.
Eşler arasında, aile içinde, yakın akrabalar arasında, mahallede, semtte, şehirde, ülkede ve dünyada sosyal ilişkilerimiz ne durumda. Kişiler, kurumlar, siyasi partileri, cemaatler , cemiyetler bayramları bayram gibi değerlendirmeli.
Bayram insana bu ilişkileri “sağlama yapma, gözden geçirme” fırsatı verir. Hepimizin malumu: Müminin müminle 3 günden fazla küs durması HARAMDIR.
Tüm bu yaklaşımlarla beraber düşünüldüğünde bayramlar ; “yıllık sosyal ilişkiler bilançosunu” gözden geçirme ve önümüzde dönemi de planlama vakitleridir.
Ülke olarak insanlarımızın % 76 sı bir aile içerisinde yaşıyor. Avrupa’da aile içerisinde yaşayan birey sayısı % 30 lar da. Oysa aile en önemli sosyal sigorta olmasının yanında, aynı zamanda insanın dünya da huzur bulacağı küçük bir cenneti. Anne+Baba+Çocuk (3):Mutluluk
Başta Aile olmak üzere sosyal kurumlarımızın muhafazası , güçlendirilmesi, kalitesinin artırılmasının yolu güçlü sosyal bağlar oluşturmaktan geçiyor. Bu sosyal bağların oluşturulması ise dinamik sosyal ilişkilere bağlı. Sosyal ilişkileri gözden geçirme , eksiklikleri tespit etme , önümüzdeki dönemi taraflar arasında birlikte planlama için bayramlar mükemmel düşünülmüş vakitlerdir.
Bayramlar aynı zamanda düğün , cenaze gibi sosyal terazilerin en önemlisidir. Kişi toplumdaki ağırlığını ölçmek istiyorsa bayramlara dikkat etmelidir. Başka bir deyişle bayramlar diğer zamanların sonucu olarak “resmi geçit” gibi kişi ve ailenin bulunduğu sosyal ortamı yansıtan en güzel aynadır.
Bu manalarla bayramları değerlendirerek bayramı yılın tüm zamanlarına yayan ,sosyal ilişkileri güçlü , dünyayla ve dünyadaki herkesle barışık insanlara selam duruyor ve bayramların hepimizi mübarek kılmasını temenni ve ümit ediyorum.