BAŞKANIN CAMİİ AÇILIMINI DESTEKLİYORUM.

Eğitimim , sosyal hayatım ve çalıştığım alan itibariyle Camiiler hayatım boyunca ilgi alanımda oldu. Bu sebeple Camiler üzerinde çok kafa yordum. Bir çok yazı yazdım. Özellikle Peygamber dönemindeki Mescid-i Nebevi’nin fonksiyonlarını anlatarak günümüzdeki Camilerin bu örneğe göre düzenlenmesini savundum. (bknz 11 Ekim 2010 tarihli yazım: CAMİİLERİMİZ NE KADAR “CEM EDİCİ”-https://www.cemilpasli.com/sosyal/camiilerimiz-ne-kadar-cem-edici ve 10 Kasım 2011 tarihli yazım Sosyal Hizmetler açısından camilerimiz (Ashabı Suffa örneği-  https://www.cemilpasli.com/sosyal-hizmet/sosyal-hizmetler-acisindan-camilerimiz-ashabi-suffa-ornegi )

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez bana göre Camilerle ilgili ‘açılım’ adını verdiğim konulmasının bir kısmında şöyle diyordu: ”Gönlüm şunu istiyor, sokak çocuklarının bile sığınabildiği yer Allah’ın evleri olsun. Ankara’ya, İstanbul’a gelip otel parası bulamayan kimsesiz, sokakta kalmış insanların sığınacağı yer yine Allah’ın evleri olsun. Allah’ın evinin kapısına kilit vuramayız. Camilerin yanı başında, müştemilatında oluşturulacak küçük bir yer sayesinde bir gariban, aç kalmış, susuz kalmış, sığınacak bir yer bulamamış insanlar Allah’ın evlerine sığınma imkanı bulsun. Bu bir hayal gibi görülebilir ancak bu hayali hep birlikte gerçekleştireceğiz. Camileri bütün gün açık hale getirmeliyiz. Hiçbir endişe ve korku camilerin kilitli olmasını haklı kılmaz. Unutulmamalı ki hırsızlık endişesi ile camilerimizi kapalı tutarak yaptığımız hırsızlık, hırsızların camilerden götürdüklerinden daha büyük bir hırsızlıktır. Kocatepe’nin altında sürekli devam eden bir kitap kültür fuarı olmalı, çocuklar, gençler ve kadınlar için ayrı mekanlar olmalı. Orada bir taraftan çocuklar oyunlar oynarken, bir taraftan Kur’an-ı Kerim öğrenmeliler, her türlü kültürel ve ilmi faaliyetin yaşandığı bir mekan olmalı. Gençlerimiz ve çocuklarımız camiye geldiğinde caminin kütüphanesine geçip ödevini yapabilmeli. Orada oturup kitap okuyarak vakitlerini geçirebilmeli. Cami ve kitap kadar birbirine çok yakışan başka bir şey yoktur. Camilerimizde kilitli dolaplar ardına hapsedilen birkaç kitap yerine herkesin kullanımına açık, kolay ulaşılabilen, zengin içerikli kütüphaneler oluşturulmalıdır. Gençler orada oturup sohbetler yaparak, kitap okuyarak, bilgi merkezi olan camilerimizden faydalanabilmeli. Camiler kitap ve kültürle buluşmalı”

İki yazımda’da Sayın DİB Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ’in bu gün dile getirdiği altına imzamı bütün samimi kalbimle atabileceğim tespitlerden bahsettim. Başkan’ın Camiler için bahsettiği konuları çok daha geniş ve ayrıntılı anlattım ve şiddetle tavsiye ettim.

Özellikle Mescidi Nebevi ve bitişiğinde tesis edilen ‘ashabı suffa’ müessesesi üzerinde durdum yazılarımda. Camilerin her açıdan ‘cem edici’ olmasını , sosyal hayatın dalgalarıyla boğuşan sadece Müslüman değil , her insanın sığınabileceği ‘Nuh’un Gemisi’ gibi dizayn edilmelidir.

Başkanın bu açılımına ilgili tüm insanların (STK’lar , yerel yönetimler , resmi kurumlar ve cami cemaati) yüksek sesle ve elini taşın altına koyarak destek vermesi çağrısında bulunuyorum. Bu açılım gerçekleştirildiği zaman tüm zaman ve mekanlara da etkisi düşünüldüğünde çok büyük bir hayrın , çok büyük bir fethin kapısı açılacaktır.

O zaman Cami gerçekten cami olacak , Müslümanların kalbi Cami de hep beraber ve birlikte  atacak , namaz beş vakit tüm sosyal fonksiyonlarını yerine getirecek ve Cuma namazı haftalık kongre olma özelliğiyle buluşacak , mahalledeki her bir gelişme Camiden izlenebilecektir.

Sayın Başkanı bu açılımdan dolayı yürekten tebrik ediyor , samimiyetine inanıyor , fikir ve düşüncelerinin hayata geçirilmesinde elimden gelen tüm desteği vereceğimi buradan haykırıyorum.

Haydi hep birlikte gayret edelim.

Camiler gerçekten cami olsun.

Yorum Ekle