PASLI: “Aile yapımızı direk ilgilendiren ve faydadan çok zarar veren 6284 ve 5396 sayılı kanunların geniş katılımlı çalıştaylarla uygulama sonuçları değerlendirilerek revize edilmesi zaruridir.”
Tüm Eğitim Yardımlaşma Araştırma Derneği (TEYAD)’nin Cuma sohbetlerinde bu hafta Aileyi Destekleme Derneği(ADED) Başkanı Yazar Uzm. Cemil Paslı “Ailede Huzur için 9 S” konulu bir konferans verdi.
Sunucu Muhammed Acıyan, İsmet Özel’den “Amentü” isimli şiiri okudu.
Konuşmasına sağlıklı birey ve huzurlu toplum için mutlu ailenin gerekliliğine vurgu yaparak başlayan Paslı; “Toplumun temel yapı taşı aile, ailenin temel yapı taşı da eş ve anne olarak kadındır.” dedi.
“Erkeklerin baba ve eş olarak temel görevlerinin, kadının eş ve özellikle anneliğini birazdan ifa edeceğimiz “S” lerin tesisi konusunda kadına gerekli şartları oluşturmaktır. Sağlıklı birey ve huzurlu toplum için devlet, 0-3 yaşta çocukların anneleriyle beraber büyüyecekleri şartları sağlamak konusunda gereken adımları atmalıdır. ‘Hatunu dûn(aşağı) olan millet zebûn(köle) olur.’ Bu anlamda kadınların en büyük kariyerleri olan annelik konusunda bütün imkânlar oluşturulmalıdır.” diyen Paslı; “Mutluluk anayasasının ilk 3 maddesi erkek ve kadın için hayatımızdaki öncelikleri belirler: 1. Madde ve önceliğimizi aşkın varlığımız Rabbimizle ilişkiler, 2. Madde ve önceliklerimiz içkin varlığımız olan eşimizle ilişkiler ve 3. Madde taşkın varlıklarımız olan çocuklarımızla ilişkiler gelmektedir. Özellikle 0-3 yaşta çocuğun anne ve baba yakınlığıyla büyümeli. Kur’an-ı Kerim’de Bakara 233, Ahkâf 15. ve Lokman 14. Ayetlerde annelerin bebeklerini en az 24 ay emzirmeleri emredilerek bu öneme dikkat çekilmiştir. 0-3 yaşta özellikle anneye doymayan çocuklarda ‘oral fiksasyon‘ sendromu gelişmekte, bu sendrom bir ömür bireyi olumsuz etkilemektedir. Bizler bağımlılıktan hırsızlığa, obeziteden psikolojik rahatsızlığa bir patolijinin temelinde insanın anavatanı olan çocuklukta, özellikle 0-3 döneminde yaşanan anne yoksunluğunu görmekteyiz. Her anne-baba adayı ‘oral fiksasyon‘ konusunda eğitilmelidir, diyoruz.
9 S’ lerle ifade edilen birliktelik sağlanırsa her tür denemelere karşı aile ayakta kalır ve bireyi sağlıklı, toplumu huzurlu kılar. Aileyi aile yapan temel unsur sadece tek çatı altında yaşamak değil, aynı zamanda hayatı birlikte yaşayarak gönülleri aynı potada eritmektir.
Aileyi bir bina gibi düşünürsek, “S”lerden 3 tanesi taşıyıcı kolon, 6 tanesi ise destek kolonlardır. Taşıyıcı kolonlar: 1. Sohbet Birliği(iletişim), 5. Sevgi Birliği, 9. Sabır Birliği. Destek kolonları: 2. Sofra Birliği, 3. Seyahat Birliği, 4. Seccade Birliği, 6. Sayfa Birliği, 7. Samimiyet Birliği, 8. Sistem Birliği’dir.
Toplumda geleneksel mahalle ve pederşahi aile düzeni, modern toplum ve çekirdek aileye dönüştüğü için evlilik öncesi ve sonrası ciddi eğitimlerle aile kurumunun muhafazası gerekmektedir. Dünyada millet olarak Japonlarla beraber en sağlam aile kurumuna sahibiz. Tabii ki sıkıntılarımız var, almamız gereken tedbirler var, ama karamsar değiliz.”dedi.
Aile konusunda yazan ve konuşanların birçoğunun bilerek ya da bilmeyerek aile kurumuna zarar verdiklerine vurgu yapan Uzm. Cemil Paslı; “Aile eğitimleri konusunda hassas ve seçici olmak zorundayız. Aileyi anlatan insanların eserlerine, hayatlarına ve kurdukları cümlelere çok dikkat etmek gerekiyor. Kur’an-ı Kerim’de 3 ayrı ayette annelerin bebeklerini en az 24 ay emzirmesi emredilmesine rağmen muhafazakar görünümlü bir hanımefendi; “Allah kadına o kadar özgürlük vermiştir ki, şartlarını oluşturursa bebeğini emzirmek zorunda değildir, baba bebeğe süt anne bulmak durumundadır” cümlesini kurabiliyor.
Aile yapımızı direk ilgilendiren ve faydadan çok zarar veren 6284 ve 5396 sayılı kanunların geniş katılımlı çalıştaylarla uygulama sonuçları değerlendirilerek revize edilmesi zaruridir.
Toplumda olan olumlu ve olumsuz her olayda bir Müslüman herkesten önce kendi özeleştirisini yapmalı ve yapabileceği işlere, alabileceği tedbirlere odaklanmalıdır. Peygamberimiz; ‘Kim, insanlar helak oldu, helak oldu derse en evvel kendisi helak olmuştur.’ sözüyle karamsarlığa kapıyı kapatmıştır. Moralimizi bozan, karamsar, her olumlu güzel şeyi yutan kara delik gibi dolaşan negatif insanları hayatımızdan çıkartmalıyız. Bizler elimizden geldiğince önce kendimizi, sonra ailemizi, daha sonra mahallemizi, şehrimizi ve ülkemizi düzeltme konusunda çaba içerisinde olacağız. Toplumsal değişimin zaman aldığını ve sabır istediğini unutmayacağız. Son yüzyıldaki gelişmelerin ümidimizi yeşerten ve bizi motive eden gelişmeler olduğu bilinciyle daha çok çalışmaya devam edeceğiz.”dedi.
TEYAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Oğuz, Başkan Yardımcısı Ali Selvi, Yönetim Kurulu Üyesi Yunus Gören ve Muhammed Acıyan tarafından konuşmacı Yazar Uzm. Cemil Paslı’ya günün anısına dernek plâketi takdim edildi.