Roman Topluluklar için Sosyal Politikalar Konferansından yansıyanlar

16-17 Aralık tarihinde İstanbul Beyoğlu ilçesi Cezayir konferans salonunda Roman Topluluklar için Sosyal Politikalar Konferansına Konya Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünü adına katıldım. İlimizden Dr. Özgür Ünal ve Yeni mahalle muhtarı Ali Hakikat’te konferansın katılımcıları arasındaydı.Konferans süreci ve önceki çalışmaların tümü ; edRom (Edirne roman derneği)  , Boğaziçi Ün. spf (sosyal politika forumu) Anadolu Kültür , Consulate General of Swiden ve Tacso (Stk için Teknik Destek) işbirliğiyle gerçekleştirildi ve Avrupa Birliği tarafından desteklendi.


Roman topluluklar için Bütünlüklü Sosyal Politikalar Geliştirme Projesi Ayşe Buğra , Başak Ekim Akkan , Mehmet Baki Deniz , Mehmet Ertan , Özlem Anadol , Goncagül Gümüş tarafında yürütüldü. Konya , Erzurum , Samsun , İzmir Bergama , Hatay ,  Sakarya, İstanbul’da atölye çalışmaları yaptılar. Konferans bu atölye çalışmasının sonuçları ve çözüm önerilerini paylaşmak üzere düzenlenmişti.

Konferansta Ivan Ivanov (Avrupa Roman Bilgi Ofisi) AB , İnes Cedron  (Roman Sekretaryası Vakfı) , Romanya , Sana Lopez Abellan, Ana Oprisan  (Avrupa Romen ağı) Avrupa’daki Romanlerle ilgili tecrübeleri paylaştılar.Üniversiteden sbf adına Prof. Dr. Ayşe Buğra ve Başak Ekim Akkan , Kurumsal Gelişim ve STK Başkanı , AB Türkiye Delegasyonundan Erwan Marteil  , Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Ömer Bozova ve Sosyal Yardımlar Genel Müdür Yardımcısı İslam Emiroğlu , Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı , Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Saadettin Akyıl teşhis ve tedaviye yönelik konuşmalarını yaptılar.2 gün süresince interaktif bir toplantıyla katılımcıların görüşlerine başvuruldu.Türkiye’de Roman gerçeği aşağıdaki başlıklarda ele alındı:

o Mekansal vurgu (kafes,dışlanmışlık,kuşatılmışlık,statü,mekansal damgalama v.b )
o Utanma , çekinme duygusu
o Her açıdan kendini belli eden hayata hakim bir belirsizlik
o Toplumda istenmeyen,tercih edilmeyen işler ve romanlar
o Üzerinde anlaşılamayan , ortak olmayan kimlik (roman , abdal , çingene , poşa , dom şıhbızın v.b.)
o Kentsel dönüşümün rantsal paylaşım gibi anlaşılmasından dolayı yansımalar
o Kit lerin azalması , özelleştirme ve istihdama yansımaları ve romanlara etkisi
o Siyasal dışlanma ve potansiyel suç olgusu
o Mekanların sürekli müdahale alması
o Bitmeyen sonu gelmeyen ön yargılar
o Mahallenin sürekli öğrenilmiş çaresizlikle bireyleri yutan ve aşağı çeken gücü
o Niteliksiz,güvencesiz yarını belli olmayan işler
o Eğitime devam etmeme
o Erken evlilikler(15-16)
o Çocukluklarını yaşayamama
o Sosyal yardım odaklı çalışmaları aşmayan yaklaşımlar vb….


Liste uzayıp gidiyor.Yukarıdaki konuları eğitim , istihdam , barınma , sağlık , mekansal , sosyolojik , psikolojik açılardan ele alıp çalışmak gerekiyor.
Tabii ki çözüm önerileri de sıralandı.Romanların yaşadığı sorunlar kuşak aşan , eski ve köklü olduğu çözümü için kararlılık , sabır ve zaman  istiyor. Çözüme yönelik adımlarda ; zihinsel restorasyonun başa alındığı , Hak temelli , yardımın destek şekliyle işin uzmanlarınca sunulduğu , mekanları dönüştürerek değil rehabilite ederek , toplumu çözüm sürecine katarak devlet-yerel yöetim-stk birlikteliğiyle yürümenin öneminin altı çizildi.

Uzun sürecek bu yolda atılacak ilk adımlardan birisinin romanların örgütlü toplum olması gerekliliğidir. Kendi taleplerini bizzat örgütlü şeklide dillendirecek , çözüm önerilerini arayacak, bulacak ve bu konulardaki sinerjiyi -kimseden beklemeden- kendilerinin oluşturabildiği güçlü STK oluşturmaları ilk zorunluluk olarak ortaya çıktı.Yani bu işin bir sahibi olursa sürecin daha hızlı yürüyeceği muhakkak.

Aslında Konya Yeni Mahalleden Mehmet talepleri çok güzel özetliyor.Hayatta en büyük özlemini şöyle dile getiriyor: ‘Sabahleyin erken kalksam da ya Allah ya Muhammed desem de işe gitsem , işe gitsem de elimin yağ yapasıyla gelsem banyoya girsem temizliğimi yapsam da şöyle evimin önüne otursam  ,  hanımıma desem bana bi çay demle gel de şuraya içelim…’ Mehmet çok şey istemiyor aslında.

Özellikle edRom’a böyle bir çalışmaya öncülük ettiği ve sbf ye de konuyu masaya taşıdığı için yürekten teşekkür ediyorum.
Başlamak bitirmenin yarısıdır.Yeni mahalle muhtarı Ali Hakikat’le Konya’ya birlikte döndük. Havaalanı ve uçakta sonuçları paylaştığımız Ali Bey süreçten oldukça ümitli görünüyordu.’Sen gözlerindeki ışıktan belli olan bu çözüm inanç ve ümidini mahalleye yayabilirsen bu iş olur Muhtar’ dedim.
Ali Hakikat’le birlikte biz ; ilerlemek ve sonuca ulaşmak için zaman ve sabır isteyen bu tünelin ucunda ışığı gördük. Şehirde yaşayan ve herkesi ilgilendiren kuşak aşan bu sorunlar ve çözümleri konusunda siz okuyucularımı çözümün başladığı konusunda müjdelemek istedim.

Yorum Ekle