ZİHİNLERİMİZDE VESAYETİN KALINTILARI VAR MI?

Kıymetli dostum M. Ali Köseoğlu’nun “Ahmet Sorgun ve kuvvet komutanları” başlıklı 03.03.2010 tarihli köşe yazısını okudum. Yazı ile ilgili yapılan benimde katıldığım yorumları aşağıda veriyorum.

Üniformasız Askerler Goca Gonyalı

Cesaretinizi ve umudunuzu yitirmeyin. Üniformasız askerler uzun süre hukuksuzluklarını devam ettiremezler.

03 Mart 2010 Çarşamba 15:12

Üzdünüz beni hocam. Uzm. Cemil PASLI

Kelimeler ile ilgili bu yaklaşımlara sahip olan insanın bir de edebiyat öğretmeni olması beni gerçekten üzdü. Sizin konu ile ilgili yaklaşımlarınıza saygı duyuyorum ama ben sivil elbiseden hoşlanıyorum ve sivil kelimeleri seviyorum. Disiplin ,düzen, intizam ,askeri kelimeler değildir. Veya güçlü insanları tasvir ederken “komutan yerine kullanılacak çok daha uygun kelimeler var dilimizde. Bu yaklaşımlar insanların mazisi bu günü ve hayata bakışlarıyla alakalı.

03 Mart 2010 Çarşamba 13:57

Türkçenin gönlü geniş Kazım Karabekir

Cemil Bey Türkçe’nin gönlü o kadar geniş ki… Mesela disiplinli, düzgün birisi için (asker gibi) deyimi kullanılır. Bu deyimi kullanmanın ne sakıncası olabilir. Allahınızı severseniz. Günlük hayatta, dişli insanlar bir araya gelmişse (komutan gibi)ya da (hepsi birer komutan) cümlesi kullanılır. Kişisel korkularımızla düşünce ürünü makalelere kem gözle bakmak sizin gibi uzman birine bence yakışmıyor. Biz okulda öğrencilerimize Türkçe’nin genişliğini anlatmaya çalışırken, korku üretmenin bence anlamı yok. (edebiyat öğretmeni)

03 Mart 2010 Çarşamba 13:35

Kelimeleri yerli yerinde kullanmak. Uzm.Cemil PASLI

Peygamber devleti yönetirken “SİVİL” di. Savaş veya sefer sebebiyle askerinin ,ordusunun başına geçince komutandı.Şu an ordunun genel komutanı olan Cumhurbaşkanı sivil bir insandır. Üniformasının olmaması orduyu komuta etmesine engel değil.Her tabiri yerinde kullanalım.Komutan kelimesine en uzak alan siyaset alanıdır.Zihnimizi sivilleştirmenin yolu kelimeleri yerli yerinde kullanmaktan geçiyor.Üniformalı siyaset yapılmaz, komutandan siyasetçi olmaz vesselam…

03 Mart 2010 Çarşamba 13:20

Kelimelerden sakınmak Kazım Karabekir

Peygamber hem bir sivildi hem de savaşta komutan Komutan sözünden ürkmeye gerek yok bence…

03 Mart 2010 Çarşamba 11:16

Sivilleşmeye devam mı ?                       Uzm.Cemil PASLI

Yeni yönetimi tebrik ediyor, Konya ve ülkemize hayırlı hizmetlere imza atmalarını diliyorum. Kıymetli arkadaşım M. Ali Bey den de “komutan” yerine daha sivil kelimeler kullanmasının “sivilleşme” ye katkı suncağını düşünüyorum.

bilemedin mi                                                 Ahhhmet

her türk asker doğar goca gonyalı, bilemedin mi?

02 Mart 2010 Salı 22:21

Goca Gonyalı                                            Süleyman Büyük

“Bazılarının ‘hepsi komutan’ demeleri bu yüzden…”

02 Mart 2010 Salı 22:14

Hukukun Olduğu Yerde Savaş Olmaz                 Goca Gonyalı

Hukukun Olduğu Yerde Savaş Olmaz, Savaşın Olduğu Yerde Hukuk Olmaz. Siz kiminle savaşa çıkacaksınız ki partilileri kurmay ve komutan olarak sıfatlandırmışsınız?

02 Mart 2010 Salı 20:11

Evet dostlar. M. Ali Köseoğlu beyle yaptığımız görüşmede “komutanlar” tabirini bir siyasetçi beyefendinin kullandığını ifade etti.

Darbe ve vesayet konularının en yüksek düzeyde konuşulduğu şu günlerde siyasetle uğraşan sivil bir insanın kendisini tamamen askeri bir kelimeyle takdim etmesi, bir gazetecinin onu köşesine taşıması ve bir edebiyat öğretmeninden destek bulması ülkemizde vesayetin ne kadar etkin bir şekilde zihinlerde yaşadığını göstermiyor mu ?

Sivilleşme önce zihinlerde başlamalı. Askerler, askeri kimlik ve üniformalarıyla yani “komutan” iken siyaset yapamazlar. Siyaset yapmak isteyen komutan üniformasını çıkarır yani askerlikten ayrılır öyle siyaset yapar.Bu kural hakimler, savcılar içinde geçerli.

Aksi takdirde Cemil ÇİÇEK Bey’in ifade ettiği bir gerçek var: ”Türkiye’de siyasetle arasına mesafe koyması gereken herkes siyaset yapıyor, onlardan artan kalanı da biz siyasetçiler yapıyoruz. Türkiye’de siyasetçiler siyaseti kendilerine tahsis edilmiş merdiven boşluğunda yapıyor.”

Türkiye’de ilerlemenin, çağdaş hak ve özgürlüklere ulaşmanın yolu “değişim” ve “dönüşüm” den geçiyor. Zihinlerde yaşanması gereken değişim ve dönüşüm tüm alanlardan daha öncelikli bir durum arz ediyor.

Yorum Ekle