Geçen hafta ki yazımda Aktütün karakolu ile Malatya Çocuk Yuvası olayını kıyaslamıştım. Hükümet, Aktütün ve Diyarbakır’da ki Polis otosuna yönelik saldırı karşısında terör örgütünün varmak istediği sonucu gördü. Terör örgütünün amacı özgürlüklerden geri adım atılmasını sağlayarak bölgenin OHAL şartlarına geri dönmesini sağlamaktır.
Bölgede tabanını sürekli kaybeden terör örgütü yaklaşan yerel seçimlerde bunun somut bir şekilde ortaya çıkacağını gördüğünden panik halinde ,tüm imkanlarını seferber etmektedir. Hükümet halka tanınan hak ve özgürlükler konusunda asla geri adım atmamalıdır. Çünkü terörün panzehiri özgürlüktür.
Terör konusunda sadece hükümetin aldığı önlemler yeterli değildir. Bu vatanda yaşayan herkesin gayret ve çabası ile terör bitirilebilir. Terörün biteceği nokta, hak ve özgürlüklerin genişleyeceği noktadır.
“Hak ve Özgürlükler” konusu çok geniş ve derin bir konudur. Hak ve özgürlükler toplumun çoğunluğunun omuz omuza vererek geçimini birilerinin Hak ve Özgürlüklerinin olmaması ya da kısıtlanmasına bağlayan “zalim” kişi ve guruplara karşı mücadelesi ile kazanılır.
Ülkemizde “Hak ve Özgürlükler” konusunda çaba gösteren tüm insanların en çok dikkat etmeleri gereken empati yapmak ve mücadelesini sadece kendisi için değil tüm “mağdurum” diyen kesimler için yapabilmektir. Bu gün Türkiye’de din, etnik, kültür, ekonomik farklılıklardan dolayı mağdur olan ve toplumun ekseriyeti teşkil eden insanlar ortak hareket etme bilincinden maalesef yoksundur. Çünkü geçimini, kariyerini, gelirini, konumunu zulme, başkalarını mağdur etmeye borçlu olan insanlar bu mağdurların da bir araya gelmesine müsaade etmemektedirler.
“Susma sustukça sıra sana gelecek” gözü slogan olarak toplumda çok kullanılsa da içi boşaltılmış , sadece tarihi bir gerçeği yansıtan hakikat olarak karşımızda durmaktadır. Oysa Mazlumun dinine, etnik kökenine, dünya görüşüne, kıyafetine, derisinin rengine, diline, tutuğu takımına, memleketine bakılmaz.
Dünya da ve Türkiye’de Hak ve Özgürlüklerin kazanılması, geliştirilmesi, muhafazası “diğerinin” hak ve özgürlüklerini savunmak ve “başkasının” hak ve özgürlüğü için mücadele etmekten geçiyor. Bu gün gündemde terör var, yarın başörtüsü ertesi gün anayasa da ki hak ve özgürlüklerimiz, daha ertesi gün başka bir konu olacak. Gelin hep beraber bu gün tüm “mağdurlara” sahip çıkalım. Onlara sahip çıkmanın bizin hak ve özgürlüklerimizin garantisi olduğunu unutmayalım. Evrensel hak ve değerler için günlük, aktüel değil ,gelin evrensel düşünelim.