Sadece değişebilenler kazanır.

Kainatta süregelen 2 çeşit sistem var.

1.Rabbimizin ‘’sünnetullah ‘’ diye ifade ettiği tabiat kanunları ki insan dışında diğer varlıklar bu kanunları doğuştan kendilerine yüklenen programa sayesinde biliyorlar ve uyumla hareket ediyorlar.

2.İnsana verilen irade ile kendine açılan alanda dilerse sünnetullaha uyumla, dilemezse  -dünya/ahiret bedelini ödemeyi kabul ederek- uyumsuz hareket edebildiği sistem

Bireyler ve milletler Kainattaki ‘’sünnetullah ‘’ denilen sistemi yakından tanıdığı ve ona uyumlu hareket ettiği oranda yükselirler,ilerlerler,gelişirler.

Bir millet gelir bu sistemi tanır,uygun hareket eder ve Hak ve Adaletle yeryüzünde Allah’ın kullarına hizmet eder.

Hak’tan ve Adaletten ayrıldıklarında ise Rabbim onları başka bir milletle değiştirir.

‘’Ey inananlar !

Sizden kim dininden dönerse, Allah (onların yerine) kendisinin onları, onların da kendisini sevdiği, müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı sert ve onurlu bir toplum getirir ki onlar,

Allah yolunda gayret gösterirler, (bu uğurda) hiç kimsenin yermesinden ve kınamasından çekinmezler.

Bu Allah’ın bağışıdır, onu dilediğine (dileyene) verir. Allah lütfu geniş olandır, O (her şeyi) hakkıyla bilendir’’Maide,5/54.

Bir işin İslam’a(İslam’dan kasdımız Hz.Adem’le başlayan Hz.Muhammed’le tamamlanan tüm hak dinler)  uygun olması için 3 temel esası barındırması gerekir;

1.Adalet

2.Düşünce Özgürlüğü

3.İstişare

Anadolu irfanına sahip milletimiz asırların tecrübesiyle yukarıda  tarif ettiğimiz ‘’sünnetullah’’ en iyi anlayan ve yorumlayanlardan.

7 Haziran ve  1 Kasım seçimlerini değerlendirdiğimizde bu aziz milletim devleti yönetenlere  şu mesajı vermişti.

Evet ben seninle bu tarihi yürüyüşe devam edeceğim,ancak şu hususlara dikkat etmelisin!

7 Haziranda verdiğim kısa mesafeli ev ödevlerini yerine getirdin.

Ben de seni 1 Kasımda ödüllendirdim.

Şimdi ise uzun mesafeli 2023, 2053, 2071 hedeflerine yürümek için senden daha ciddi bir Öz eleştiri, silkinme, arınma bekliyorum.

Büyük yolculuklar için ekibin her açıdan zenginliğe,çeşitliliğe  ve çok güçlü kondisyona sahip olması gerekiyor.

Köklerin ne kadar güçlü olursa dalların o kadar güçlü olur.

Büyük yürüyüşlerin hazırlığı da büyük olur.

Ben bu yapılması zaruri olan YENİLENME işini kartalın DEĞİŞİMİNE benzetiyorum, şöyle ki ;

Kartallar, kuş türleri içinde en uzun yaşayan türlerin başında gelir. Ortalama 70 – 100 yıl yaşayabilirler.

Ancak çoğunluğunun vahşi yaşam mücadelesi ortalama 40-50 yıl sürer.

Peki, bu neden böyledir ?

Bu sorunun cevabı, kartalın yeniden doğuşu yaşadığı çile döneminde saklıdır.

Bir kartal ortalama 40-50 yaşlarına geldiğinde yaşlılığın belirtilerini vermeye başlar.

Şöyle ki: İlk olarak, kartalın keskin bir bıçak gibi düşmanlarına karşı kullandığı gagası öne doğru kıvrılmaya ve körelmeye başlar. Dolayısıyla kartal düşmanlarına karşı kendini savunmada ve avlanmada eşsiz rekabet avantajını kaybeder.

Pençeleri de bu yaşlanma sürecinden nasibini alır. Sivri ve yırtıcı pençeler eski gücünü ve etkisini kaybeder. Öyle ki bir kuzuyu bile pençeleriyle çok rahatça kaldırabilen bir kartal artık küçük avlarla veya başkalarının artığıyla yetinmek zorunda kalacaktır.

Yaşlanan sadece gaga ve pençeler değildir, kartalın tüyleri de kartlaşmaya ve sertleşmeye başlar, dolayısıyla kartal manevra kabiliyetinden ve yüksekte uçabilme avantajından çok şey kaybeder.

Kısacası, yaşamdan kopma hali…

Bu hayvancağızın önünde iki yol vardır: Bu durumu kabullenecek yani yaşlanma sürecini biraz daha hızlandırıp kaçınılmaz sona ulaşacak …

Diğer yol ise, bu hazin sonu kabullenmeyip çok zorlu bir çile sürecini göze alıp ömrünü iki katına çıkaracak.

Kartalların çok az bir kısmı bunu göze alabilmektedir.

Bu zor ve radikal kararı verebilen kartal, ilk olarak yüksek bir kayanın başında kendisine geçici bir yuva bulur. Bir anlamda kendisine çilehane kurar.

Artık değişim başlar…

Kartal, ilk olarak öne kıvrılmış ve körelmiş gagasını kayaya vurarak düşürür ve yeni bir gaganın çıkmasını bekler. Bir süre sonra yeni gagası çıkmaya başlar, gençliğinde olduğu gibi sivri ve keskin. Tabi ki bu acıya göğüs gerebilmişse…

Kartal, yeni gagası ile hemen güçsüz pençelerine el atar ve tırnaklarını tek tek yerlerinden söker. Tırnaklarınızı pense ile söktüğünüzü düşünebiliyor musunuz ?

Bu acıya da dayanabilmişse belli bir zaman sonra yeni tırnakları çıkmaya başlar, oldukça kesici ve etkili…

Sıra artık yorgun tüylere gelmiştir. Pençe ve gagasının yardımıyla eski tüylerini cımbız ile çeker gibi yolar ve bunu da atlatabilirse artık yeni ve taze tüyler çıkmaya başlar.

Bu süreç ne kadar mı sürer?

Yaklaşık 5-6 ay…

Hepsi bu süreci başarıyla tamamlar mı ?

Hayır, bu yola çıkanların büyük bir kısmı bu çileyi dolduramaz, oracıkta ölür kalır…

Bu zorlu sınavı başarıyla veren kartal, artık tamamıyla yenilenmiştir ve yeni bir hayat onu beklemektedir.

Bu başarısını sanki dost ve düşmanlarına gösterircesine o kayanın başından aşağıya doğru süzülür ve bu da kartalın zafer uçuşudur.

Aslında aynı değişim ve mücadele kanunu sadece kartallar için değil, diğer bütün hayvanlar, insanlar , partiler, kurumlar, müesseler ve şirketler için de geçerlidir.

Özelikle, küreselleşme olgusuyla birlikte bireysel ve kurumsal seviyede değişim ve dönüşüm ihtiyacı çok sert bir şekilde bir gün kapımızı çalabilir ve çalmaktadır da…

Dünyanın bir şehir kadar küçüldüğü bu dönemde, mahallemizdeki yangının kısa bir süre sonra bizim bacayı da sarması kaçınılmazdır.

Rakiplerimizin nefeslerini hiç bu kadar ensemizde hissetmediğimiz kaygan kulvarda, ayakta kalabilmek, yarıştan kopmamak ve bitiş çizgisine en önde ulaşmak, diğer aktörlerden farklı olmak ve farkını fark ettirmekle mümkündür.

Rekabeti ve değişimi yönetme sürecinde, görev tanımı ayırt etmeksizin, bireysel ve topyekün olarak farklı bakmak, farklı düşünmek, alternatif metotlar ve çözümler üretmek, iş yapma biçim ve alışkanlıklarımızı değiştirmek, diğerlerine rol model olmak en kritik rekabet avantajımız veya dezavantajımız olacaktır.

Ne güzel söylemiş ünlü düşünür Bernard Shaw: Dünyada en büyük değişimleri gerçekleştirenler, değişime önce kendilerinden, yakınlarından, çevrelerinden başlayanlardır.

Ben de O’ndan esinlenerek şöyle diyorum:

Kartallar gibi yükseklerde uçmayı hak edenler, kartalların bile hepsinin cesaret edemeyeceği değişimi gerçekleştirenlerdir.

Evet kartalın değişimi sürecinin 5-6 ay sürdüğünü söylemiştik.

Şu an değişim için verilen avansı iyi kullanıp 2023, 2053, 2071 hedefleri için değişime, yenilenmeye , budamaya, arınmaya , öz eleştiriye hızla devam etme zamanı.

İstiğfar zamanı,

Hamd etme zamanı,

Tevazu ve mahviyet zamanı,

Hizmet zamanı,

Ve…

Koşturma, koşuşturma, atılma  zamanı.

‘’Harıl harıl koşanlara,

(nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara,

(ansızın) sabah baskını yapanlara,

orada tozu dumana katanlara,

derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan,

Rabbine karşı pek nankördür.

Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o,

mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.’’

Adiyat suresi,100/1-8

Dostlar!

Süleymanlar yatakta değil ayakta ölür.

Bu millet şahlanmıştır artık.

Millete, ümmete , insanlığa hizmet etme zamanı.

Yorum Ekle