Mussolini çok konuşuyor Taranta-Babu! / Mussolini talks too much Taranta-Babu!

“Oku!” denildi insana ilk önce, hem de iki kez “oku!”

“Yaz” denildi üçüncüsünde kaleme yemin edilerek…

Kâinatı oku, kendini oku ve yazarak okumanı gözden geçir.

Okuduğunu yaz, yazdığını yaşa, yeniden oku, yeniden yaz.

Bu serüvende ihtiyaç olursa da; arada zorunda kalırsan konuş!

Okumak üretimdir, yazmak üreticiliktir, yaşamak üretimdir, konuşmak tüketim.

İnsan bir bal arısı gibi; kâinattan, insanlardan ve kitaplardan derlediği nektarları bal yapmak için kovanına sık sık çekilmeli.

İnsanın nektar için kâinat, insanlar ve kitaplardan derlemek için ayırdığı vakit %49’u geçmemeli.

Başka bir ifade ile toplanan nektarlardan bal yapabilmek için en az %51 vaktini kovanında, kendi iç dünyasında geçirmelidir.

“İlim ilim bilmektir,              

İlim kendin bilmektir.

Sen kendini bilmezsen,

Bu nice okumaktır.”

Sözleriyle Yunus Emre bu sırra işaret etmektedir.

Günümüzde bazı insanlar ağzı ishal olmuşçasına konuşuyor.

Dağarcıkta bir şey olmayınca kişiliğinden, şerefinden, namusundan, haysiyetinden, vakarından, saygınlığından kısaca; insanı insan yapan değerlerden harcayarak konuşuyor.

Çok konuşan okuyamaz!

Okuyan çok konuşamaz!

Çok konuşan yazamaz!

Yazan çok konuşamaz!

Çok konuşan düşünemez!

Düşünen çok konuşamaz!

“Ya hayır konuş ya sus!” en çok hatırlamamız geren İslam’ın emri.

Yüce Allah insanın hangi sınırlarda okuyup, yazıp konuşabileceğini şöyle anlatıyor:

“Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan (o peşine düştüğün şeyden) sorumlu tutulacaktır.” İsra, 17/36.

Ayrıca söyledikleri ile yaptıkları uymayanlardan Allah Teala tiksiniyor:

“Ey inananlar! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Bilin ki, yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah nazarında en tiksinti verici şeydir!” Saf, 61/2-3.

Eğitimde, siyasette, ticarette, sporda, kısaca hayatın her alanında çok konuşanlar değil, çok okuyan, yazan ve yaşayanlar başarılı oluyorlar…

Afrika’daki eşi Taranta-Babu’ya mektup yazan biri çok konuşan, durmadan konuşan Mussolini’yi bakın nasıl anlatmış;

“Mussolini çok konuşuyor Taranta-Babu!

Tek başına yapayalnız

karanlıklara

bırakılmış bir çocuk gibi

bağıra bağıra

kendi sesiyle uyanarak,

korkuyla tutuşup

korkuyla yanarak

durup dinlenmeden konuşuyor.

Mussolini çok konuşuyor Taranta-Babu!

çok korktuğu için

çok konuşuyor!”

O halde iki okumadan, bir yazmadan üç düşünmeden konuşmayacağız.

Konuşursak! Değerlerimizi harcar, kendimizi harcar, mahvoluruz.

Hz. Peygamber bu tehlikeye şu sözüyle dikkat çekti:

“Senin en zararlı düşmanların iki dudağın arasındaki dilin ve iki bacağın arasındaki şehvetindir.”

Mussolini talks too much Taranta-Babu!

“Read!” it was said to man first, and twice “read!”

It was said, “Summer”, in the third, swearing to pen…

Read the universe, read yourself, and review your reading by writing.

Write what you read, live what you write, reread, rewrite.

Even if there is a need in this adventure; talk if you have to!

Reading is production, writing is production, living is production, talking is consumption.

Man is like a honey bee; Nectar, which he gathered from the universe, people and books, should be drawn frequently to his hive to make honey.

The time that man spares for nectar to compile from the universe, people and books should not exceed 49%.

In other words, in order to make honey from the collected nectars, it must spend at least 51% of its time in its own inner world.

“Science is knowledge,

Science is knowing yourself.

If you don’t know yourself

This is a nice read.”

With his words, Yunus Emre points to this secret.

Some people today talk as if they have diarrhea.

In short, from his personality, honor, honor, dignity, dignity, prestige, when nothing is in the vocabulary; He speaks by spending on the values ​​that make people human.

He who speaks a lot cannot read!

The reader can’t talk much!

He who speaks a lot cannot write!

The writer can’t talk much!

Those who talk too much can’t think!

The thinker can’t talk much!

“No, speak or shut up!” The command of Islam that we should remember the most.

Almighty Allah describes the limits within which a person can read, write and speak as follows:

“Don’t go after what you don’t know for sure! For the ear, the eye, and the heart, these will all be held responsible for it (what you are after).” Israel, 17/36.

In addition, Allah is disgusted with those who do not comply with what they say:

“O believers! Why do you say things you won’t do? Know that to say what you will not do is the most disgusting thing in the sight of Allah!” Pure, 61/2-3.

Those who read, write and live a lot, not those who talk a lot, in education, politics, commerce, sports, in short, in all areas of life are successful.

Look how someone who wrote a letter to his wife in Africa, Taranta-Babu, described Mussolini, who spoke a lot and talked nonstop;

“Mussolini talks too much, Taranta-Babu!

alone all alone

to the dark

like an abandoned child

shout out

waking up with your own voice,

gripped by fear

burning with fear

speaks without pause.

Mussolini talks too much Taranta-Babu!

because he’s so scared

He talks too much!”

In that case, we will not speak without two readings, one writing and three thoughts.

If we talk! We waste our values, we waste ourselves, we are ruined.

Hz. The Prophet drew attention to this danger with the following words:

“Your worst enemies are your tongue between your lips and your lust between your legs.”

Yorum Ekle