At’ın ehlileştirilmesi ve demirin işlenmesi biz Türklerin gerçekleştirdiği ve tarih nehrinin yatağını değiştiren iki önemli olaydır.
At, insanoğlunun en sadık yardımcısı ve Allah’ın ona lütfettiği en değerli nimetlerdendir.
İnsanoğlu bugün de dahi ona vefasını “beygir gücü”, “at gözü”, “at gözlüğü” gibi yüzlerde kavramlarla sürdürüyor.
“At gözü” 350 derece” çevresini görür.
“At gözü” önünü-arkasını, sağını-solunu, aşağısını-yukarısını görür.
“At gözlüğü” atın önüne/yoluna odaklanması için kullanılır.
“At gözlüğü” trafikte atların karşı cinslerine gözünün takılıp yola konsantresini kaybetmemesi için kullanılır.
Normalde “at gözü” çok daha verimlidir, sınırlandırmak gerekmez.
Allah’ın at için verdiği “at gözü” çok yönlü bakışından insan fizyolojik olarak mahrum olduğu için bunu akıl ve kalbini aktif kullanarak yapabilir, yapmalıdır.
İnsan geçmişi, geleceği, anı birlikte ele almalıdır.
Bu girişten sonra Konya ve Türkiye’de ekonomiye “at gözü” ile bakmanın önemine dikkat çekeceğiz.
İnsanın hayatına etkisi itibariyle ekonomi en önemli etkendir.
İnsan Maslow ihtiyaçlar piramidinin en tepesinde olan “Kendini Gerçekleştirme” eylemini ancak ekonomik bağımsızlığını elde etmenin üzerinde başkaları için bir katma-değer ürettiğinde yerine getirebilir.
Ülkeler veya illerde öyledir.
Cari fazla verdiğinde bir ülke ya da bir il artık kendini gerçekleştirmiştir.
Ülkeye de ilham olacağı için Türkiye’nin Tandırı Konya misali üzerinden ekonomiye “at gözü” ile bakmaya devam edeceğim.
Konya sadece Türkiye’nin tandırı değil, dünya tarihi itibariyle de yedinci yüzyılda Medine’de başlayan İslam Ümranı on üçüncü yüzyılda doğuda Semerkant, batıda Kurtuba ile birlikte zirveye çıktığında merkezde duran en tepedeki zirve başkentti.
Bu gün de Konya “Kop Bölgesi” olarak bu potansiyeli taşıyor.
Kalkınmayı bölgeye yayarak Ereğli ve Akşehir’i il yaparak, sanayiye dair gelişmeyi tarım ve hayvancılığı da muhafaza ederek sürdüren “Huğlu-Üzümlü” modeli ile Kop Bölgesi Türkiye’nin “Yeni Marmara” sı olacaktır, olmak zorundadır.
Türkiye’ye ve Konya’ın merkezinde durduğu Kop bölgesine “At gözü” ile bakıldığında bu potansiyeli görmek mümkündür.
Bölgede yer alan bütün paydaşların yaşadıkları bu değerli kadim bölgeye “at gözü” ile yeniden bakmaları motivasyonlarını artıracaktır.
Şimdi “Yeni Marmara” için daha çok çalışma, daha çok bir araya gelme, el ele vermek, bardağın dolu tarafına odaklanma, olaylara “at gözü” ile bakma ve basit konulara ve küçük işlere takılmama vaktidir.
(Kobikonya dergisinde yayımlanan yazımdır.)
Looking at the Economy with “Horse Eyes”, Not “Blinders”
The taming of the horse and the processing of iron are two important events that we Turks carried out and changed the course of the river of history.
The horse is man’s most faithful helper and one of the most valuable blessings bestowed upon him by God.
Even today, humankind maintains its loyalty to it with concepts such as “horsepower”, “horse eye”, “blinders”.
The horse’s eye sees 350 degrees of its surroundings.
“Horse eye” sees front and back, right and left, up and down.
“Blinders” are used to help the horse focus on the path ahead.
“Blinders” are used in traffic to prevent horses from getting caught in the eyes of the opposite sex and losing their concentration on the road.
Normally the “horse eye” is much more efficient, there is no need to limit it.
Since man is physiologically deprived of the versatile view of the “horse’s eye” that God gave to the horse, he can and should do this by actively using his mind and heart.
One must consider the past, the future and the moment together.
After this introduction, we will draw attention to the importance of looking at the economy from a “horse’s eye” perspective in Konya and Turkey.
Economy is the most important factor in terms of its impact on people’s lives.
A person can only fulfill the action of “Self-Actualization”, which is at the top of Maslow’s pyramid of needs, when he produces added value for others above achieving economic independence.
It is the same in countries or provinces.
A country or a province has realized itself when it has a current account surplus.
Since it will be an inspiration to the country, I will continue to look at the economy with a “horse’s eye”, like Turkey’s Tandoori Konya.
Konya is not only the tandoor of Turkey, but also in terms of world history, it was the capital city at the top, standing in the center, when the Islamic Umran, which started in Medina in the seventh century, reached its peak together with Samarkand in the east and Cordoba in the west in the thirteenth century.
Today, Konya carries this potential as the “Kop Region”.
The Kop Region will and must be Turkey’s “New Marmara” with the “Huğlu-Üzümlü” model, which spreads the development to the region and makes Ereğli and Akşehir provinces, and continues the industrial development by preserving agriculture and animal husbandry.
It is possible to see this potential when looking at Turkey and the Kop region, where Konya is located in the center, with a “horse’s eye”.
It will increase the motivation of all stakeholders in the region to look at this valuable ancient region where they live with a “horse’s eye”.
Now is the time for the “New Marmara” to work harder, come together more, join hands, focus on the half-full side of the glass, look at events with a “horse’s eye” and not get caught up in simple matters and small tasks.
(This is my article published in Kobikonya magazine.)