Tanrılar için kesilen kurbanlar

Orta Asya Türkleri kurbana “tolu” veya “dolu” derlerdi. Kurbanın , nezirin ipine “söltü” denirdi. Altaylılarda Bay Ülgön için (Gök Tanrısı ) kesilen kurbandan hazırlanan nezir ipine asılan dokuz kat elbiseye de “tolu” denirdi. Güney Hunlarda bir kadın dolu tanesinden gebe kalmıştır. Göktürklerden bir boyun ismi “dolu” idi.

Anlaşılıyor ki “tolu-dolu” gerek Şamanlık (Kamlık) gerekse Alevilik ve Bektaşilikte çok şey ifade ediyor. Alevilik ve Bektaşilikte içilen içki alınan “dem” manasına gelmektedir. Demek ki bu ekollerde içki kurban hükmüne gelmektedir. Bu kansız bir kurbandır , saçıdır. Nitekim Kamlar , Tanrılar koruyucu ruhlar için “arak” (rakı) dan saçı saçarlardı. Alevi-Bektaşi inancında içilen içkiye “içki-rakı” denilmeyip şaşmaz bir kaide olarak “tolu-dolu” denilmesi yine eski Türk inancıyla alakalıdır.

Şamanistlerde kurban sunulmadan ayin ve tören yapılmaz Her ayin için kanlı veya kansız kurban sunulması gerekir. Kurban için en makbulü erkek hayvandır. Türkler Müslümanlığı kabul ettikten sonra , kurban adetlerine değişme olmuştur. Ancak eski itikatlarının izleri tamamen silinmemiştir. Hele Kızılbaş Türkmenlerde ve kısmen Bektaşilerde bu hatıralar daha canlı kalmıştır. Bu ekol sahiplerinin kurban kesmeyi “tığlamak” terimi ile ifade etmeleri ve kesilen kurbanın kanının yere akmaması için büyük dikkat sarf etmeleri bunu gösterir. Yesevi tarikinde bile bu gelenek devam etmiştir. Yeseviler kestikleri kurbanın kanını yere damlatmaz , toprağı derince kazarak gömerlerdi.

Tahtacılar , Çepniler , Karakeçili Kızılbaş Yörükler bu kurban töreninde en yeni elbiselerini giyer büyük bir heyecan ve huşu içinde hizmete koşar ayinin icaplarını baştan sona yerine getirilerdi. Kurban tığlama işini iki kişi üzerine almıştır. Bunlara “kurbancı” denilmiştir. Orta Asya Şamanlığında da kurban tığlama bu şekildedir.

Yorum Ekle