Kemiklerden dirilmek

Kemik eski çağlardan beri insan ve hayvan vücudunun en devamlı unsuru olarak görülmüştür. Bazı kavimlerdeki inançlara göre ölümsüz olan ruh kemiklerde bulunmaktadır. Bu sebeple , aralarında Türklerin , Moğolların , Finoğurlar ve Laponlar’ın da bulunduğu bazı kavimlerde kemik saygı duyulan bir nesne olarak telakki edilmiş ve avlanan hayvanların kemikleri titizlikle korunmuştur.128Bu anlayışın temelinde yeniden dirilişin kemikler sayesinde meydana geleceğine dair olan inanç yatmaktadır. Şamanizm’de iskeletin bir manada yaratılıştaki ilk duruma dönüş kabul edildiği görülmektedir. Eliade bu inancın ibtidai dinlerden intikal suretiyle gelişmiş dinlerde de efsaneler halinde yer bulduğunu kaydetmektedir. Mesela bir Gagavuz efsanesine göre Hz. Adem oğullarını evlendirecek kız temin etmek için bazı hayvanların kemiklerini bir araya toplamış ve Allah’a dua ederek bu kemiklerden kızların yaratılmasına vesile olmuştur.

İslam öncesi devirde Türkler ve Moğollar ‘da kurbanların etlerini yenildikten sonra kemikleri kırılıp parçalanmaz , büyük bir itina ile toplanarak ya gömülür ya da yakılırdı. Bu suretle hayvanın gökte yeniden dirilerek Tanrı’ya ulaşacağına inanılırdı. Kemiklere zarar verildiği veya birkaçı eksik olduğu zaman o hayvanın sakatlanacağı düşünülmekteydi. İşte buradan hareketle Türkler ve Moğollar’da başka bir inancın teşekkül ettiği görülmektedir: Düşmanın tekrar dirilip güçlenmesine engel olmak, öldürüldüğü zaman cesedini dolayısıyla kemikleri yakmakla mümkün olacaktır.

Bu inancın etkisiyle hareket eden Türkler ve Moğolar’ın büyük düşmanlarının cesetlerini bazen gerekirse mezarlarından çıkararak yaktıklarına dair tarihte misaller bulunmaktadır. Cengiz Han’ın oğlu Tuluy , Merv ‘de Sultan Sencer’in , Tus’ta Harun Reşid’in Gazne’de Gazneli Mahmut’un mezarlarını açtırarak çıkan kemikleri yaktırmıştır. Aynı şekilde Harezmşah Muhammed’in cesedi de yakılmak üzere Cengiz Han’a gönderilmişti. Şah İsmail’in Dulkadiroğlu beylerinin ve maddi ve manevi büyük zat olarak bilinen tüm insanların mezarlarını açtırarak kemiklerini yaktırmasının sebebi de , sanıldığı gibi hakaret kastıyla değil , bu şahsiyetlerin maneviyatından ebediyen bir zarar görmemek inancıdır. Bunu yaparken Şah İsmail , onlardan tamamen kurtulduğu inancıyla hareket ediyordu.

A. İnan kemiklerden dirilme inancının bugün de Altaylı Şamanistler , hatta Müslüman Türkler’de bile mevcut olduğunu kaydetmektedir. Ayinlerde kurban edilen hayvanların kemikleri kırılmaz ; köpeklere verilmez , ya yakılır , ya da gömülür. Bazı özel ayinlerde ise , kurbanın kemiklerini toplayıp bir torbada kayın ağacına asılır.

Bu inanç günümüz Anadolu’sunda hala geçerliliğini korumaktadır. Tabii ki bunda İslami geleneğin de etkisini hatırdan uzak tutmamak gerekir. Anadolu’da yaygın inanca göre , insanın kuyruk sokumunda bulunan kemiği asla çürümez Çünkü Kıyamet gününde insanlar bu kemikten dirilecektir.

Menkıbelerde bu inançla ilgili rivayetler vardır. Hacı Bektaş’ a yeni mürit olmuş bir adamcağız , onu ve öteki müritleri evine yemeğe davet eder. Yemek için evinde ne kadar kuzusu varsa hepsini boğazlar. Yenilip içildikten sonra şeyh adamı çağırtarak kendisine ne derece candan bağlı olduğunu ispat eden hareketinden dolayı teşekkür eder. Sonra müritlerine emrederek yenilen her koyunun kemiklerini birbirine karıştırmadan ayrı ayrı kendi derilerinin içine koydurup başlarını da yanlarına bıraktırır. Devamında kalkıp iki rekat namaz kılar ve dua eder . Dua biter bitmez kuzuların hepsi de dirilerek ayağa kalkarlar.133

Baba Mecnun adında İran’lı bir şeyh müritleriyle Rum (Anadolu) diyarına gelip Sultan Şucauddin’e mürit olmak ister. Ancak daha önce onu bir tecrübe etmeyi de gönlünden geçirmektedir. Bu maksatla bir oğlak kılığına girer. Sultan adamlarına emrederek onu kestirir, derisini yüzdürüp kafasını ayırdıktan sonra etini bir kazanda pişirtir. Pişen et topluca yenilip bitince , geri kalan kemikler bir yerde toplanır. Baş ve deri getirilip üzerine bırakılır . Bu iş olur olmaz oğlak dirilir ve hemen arkasından yeniden insan şekline döner , Baba Mecnun olur. Bu kerameti gören Baba Mecnun derhal müridliği kabul eder.

Yorum Ekle