-Gizlilik

Türk Dünyasında ve öteki Şamanist cemiyetlerde , şaman olacak kimseler sıkı bir yetişme safhasından geçerek törenle mesleğe girerler. Türk Kamları , Babalar ve yardımcıları , oğullar böyle ayinler ve törenlerden geçer bütün ayin ve törenleri idare ederler. Bektaşi tarikatı bir bakıma buna benzer Kızılbaş ve Alevilerde ise , bütün topluluk mensuplarının üyeliği söz konusudur. “Ser verip sır vermeme” bakımından hepsi aynıdır.

Radloff , Şamanların sır saklama konusunda ısrar ve inatlarından yakınır ve başından geçen olayı şöyle anlatır. ”Şamanlığı dünya görüşü hakkında umumi bir çerçeve çizmek çok zordur , çünkü hepsinin de birbirini tutmayan münferit haberlerden toplanması gerekmektedir. Şamanlığı araştırırken bize hiçbir vesika da yardım etmemektedir .Bu yolda bize yardımcı olabilecek biricik kaynak olan halkta , kendisi bile kendi inanışı hakkında çok açık net bir fikre sahip değildir. Şamanlar ise sırlarını açığa vurmaktan korkarlar ve kazançları için çok lüzumlu gördükleri esrar perdesine bürünür , en küçük bir bilgi vermezler.”

Radloff’un bahsettiği Hıristiyan olmuş Şamanlardaki bu ruh hali bütün Kamlarda ve bütün Şamanistlerde görülür. Altaylı bir Kam’ın Bay Ülgön’ün oğullarından Han Karşıt’a hitabesinde bu ruh hali açıkça görünür. “Eski dinimizin kurulduğu günden beri , eski nesilden kalan bizler bu dine inanıyoruz.B u dünyada yaratıldığı günden beri yedi göbek atalarımız bu dini kabul etmişlerdir.”71 Bu ve buna benzer sözleri başka cümleleri , İslami bir hava içinde birçok tahtacı köyünde dinlemek mümkündür. Aydın’nın Kızılcapınar köyünde Hüseyin Ercins isimli vatandaş “Kızılbaşlığın dünya yaratılalı beri var olduğunu söylüyor.72 Büyük bir gizlilik ve sır deryası içinde bulunan Alevi , Bektaşi , Kızılbaş topluluklarının “ser verip sır vermeme” esasının da yine eski bir Türk töresi olarak Şamanizm’e bağlı olduğunu anlıyoruz.

Yorum Ekle