Bir Şaman’ın en temel vazifelerinden birisi de gaipteki şeylerden ve gelecekte olacaklardan haber vermektir. İbni Sina el İşarat’ta Şamanları gabya ve geleceğe dair haberler verdiklerini kaydettikten sonra şöyle yorumda bulunur: ”Bazı kimseler vardır ki , bu hususta (gaipten haber verme konusunda ) hisleri şaşırtacak ve akıllar durgunluk verecek bir takım işlerden faydalanırlar )Hislerin saşkınlığa uğradığı ve akla durgunluk geldiği esnada hayal gücü belirli bir noktaya tevcih olunacak olursa , gaybı algılayan kuvvet bu hususta tamamıyla hazırlanmış ve gaybı kabule kabiliyet kazanmış olur. Türkler geleceğe ait malumat alabilmek için kahin (şaman) lara müracaat ederler.
13. yüzyılda Moğol Şamanları da geleceğe dair haberler naklederlerdi. Mengü Han’ın baş şamanı bu konuda çok mahir olup söylediklerine kesinlikle inanılırdı. Aynı şekilde Kumanlarda bu Şamanların gelecekle ilgili kehanetlerine büyük itibar gösterir, bu kehanetlerin Tanrı tarafından bildirildiği sanılırdı.
Şamanların gaipten ve gelecekten haber vermeleri konusunda uyguladıkları ve hem tarihte , hem de günümüzde örnekleri bulunan iki ana usul vardır ki , bunlardan biri ,şamanın ruhunun geçici olarak bedeninden ayrılıp gizli alemlerde dolaşmak suretiyle gaip bilgileri alması , öteki de göğe yükselerek Tanrı’nın yanına gidip gelecekte olup bitecekleri bizzat ondan öğrenmesidir.
Bektaşi Menakıpnamelerinde bu ikisinin de örnekleri çoklukla vardır. Otman Baba , müritlerinin başına bir felaket geldiğinde , nerede olursa olsun , hemen bilir ve yardıma koşarak onları kurtarırdı. Müritlerinin niyazı vasıtasız olarak kendisine ulaşırdı.95 Abdal Musa’da müritlerinin tekke inşa etmek maksadıyla kazdıkları temelden çıkan bir kazan dolusu altının sahiplerini bildirmiş gerçekten de bir müddet sonra sahipleri çıkagelmiştir.
Bir gün avdan dönerken Silivrikapı’dan geçen Fatih Sultan Mehmet , orada oturmakta olan Otman Baba’ya rastlar. Padişahı göre Oyman Baba ona Belgrad üstüne gitmemesini , çünkü şehri alamayacağını söyler. Hakikaten sefere çıkma niyetinde olan Fatih bu sözlere kızar ve kılıcını çekerek Otman Baba’ya hücum etmek ister , Mahmut Paşa Baba’nın bir Veli olduğunu bildirerek kendisini teskin eder. Nitekim Otman Baba haklı çıkmış ve Fatih Belgrad’ı alamadan geri dönmüştür.