Şefkatli olalım derken aşırıya kaçmamalıyım…

Allah’ın rahmetinden fazla rahmet, şefkatinden fazla şefkat olmaz olmamalı. Bu şefkat ,rahmet değildir. İçinde hikmet bulunmayan şefkat hamakattir.

Diyebilibilir ki; “Allah’ın rahmet deryasından dağıtmışsak ne olmuş yani! Katre mi eksilir?” Yoo. Eksilmez. Ama bu bir “gel otur, al götür” meselesi, bir “canın sağ olsun efendi; mal senin, ne verin elinle o gider seninle” meselesi değil ki. Dahası, Allah’ın rahmet denizini destursuz girilecek darı ambarı bilme meselesi de değil. “Bu ne cüret!” der, Hz. Peygamber’e İbn Ubey’in cenazesi dolayısıyla yapılan mükerrer uyarıyı hatırlayıp, bu konuda Yüce kitabımızın uyarılarını ve Peygamberimizin uygulamalarını unutmayacağız.

Çünkü İslam’a iman eden mümin  “Allah’ın koyduğu hudutları koruma”  İslam ile İslam olmayan tavır ve davranışlarda tavrını Kuran ve Sünnete göre koymalıdır. İman-inkar sınırını yol geçen hanına çevirmemek gerekiyor. Hakikate ne ise ona saygı esastır. Bırakalım da herkes istediği gibi yaşasın, ölmek istediği gibi ölsün, nasıl bir cenaze töreni istiyorsa öyle yapılsın , varmak istediği yere varsın, demek istediğini desin , inkar etmek istediğini inkar etsin yani herkes inandığı savunduğu dinince  hareket etsin. Ne olur hepimiz herkes  Kafirun suresini hissederek ve yaşayarak okuyalım. Ben ce hak ve batıl o zaman daha net görülecektir.

Yorum Ekle