Ailede saadetin anahtarının sevgi ve şefkat olduğunu unutmamalıyım…

Toplumun en önemli  dinamiği aile kurumudur. Dünyada bu konuda tam bir fikir birliği var. Ama bu gün özellikle batı alemi ve maalesef bizde de başladı , boşanmaların önüne geçemiyoruz. Boşanmaların olmaması için aile temellerinin sağlam atılması gerekir. Ve bu  önemli yapının muhafazası bir millet için her şeyden daha önemlidir.

Aile kurumu içinde sevgi ve şefkatin önemli bir yer tuttuğu bir gerçek. Sevgi ve şefkat ihtiyacı, fiziksel ihtiyacın her zaman üstündedir. Her şey sevgi ile başlayıp sevgi ile bitiyor. “Hırsızlık yapan çocuk annesini arar” sözü sevginin ne kadar önemli ve sevgisizliğin ne kadar ciddi sonuçları olduğunu çarpıcı biçimde anlatıyor.

Evlenmeden önce gözümüzü dört açmalı evlenince bir gözümüzü kapatmalıyız…

Evlenecek kişilerin evlenmeden önce gözünü dört açması fakat evlendikten sonra bir gözünüzü kapatması şarttır. Çünkü evlilik bir sabır ister ,fedakarlık ister, emek ister. İki farklı dünyanın bir araya gelmesiyle oluşan yeni bir dünyada düzen ve intizamı her zaman mükemmel yürütmek kolay değildir.

Bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyelerde bulunuyormuş. ”Son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum” demiş. Mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı “Olur” demiş çekine çekine. Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup
altını yakmış.” Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana” demiş oğluna. Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş. Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına. Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş. Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış. Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu. Yemek masasında üç tabak duruyormuş. Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş. Sonra oğluna dönüp sormuş: “Ne görüyorsun? “Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış. Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış. Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış. Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler…Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş: Evlilikte aşk ve şefkat birlikte olmalıdır. Aşksız bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler. Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar. Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler. Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler. Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu. “Asıl ders bu değil!” dedi baba. Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi. “Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak… İkisinde de bir tat yok “Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı. Mis gibi taze kahve kokuyordu. Fincanı oğluna uzattı. “İçmek istersin herhalde” dedi. Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü. “Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici. Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi…Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar. Evlilikte aşk ve şefkatin çok önemlidir. Her ikisinin bir arada götürülmesi gerekir. Eşler birbirlerini olduğu gibi kabul etmesi ve empati yapması gerekir.

Yorum Ekle