Dürüst vatandaşın suçu ne ???

Hükümet ekonomi alanında yeni bir mali barış paketi açıkladı. Konu hepinizin malumu. Daha önce ödemeleri gereken çok farklı kalemlerde ki ücretleri ödemeyen vatandaşlara bir kez daha kolaylık sağlanıyor ve zamanında ödeyen dürüst vatandaşlardan çok daha az rakamlar ödeyerek bu işin içerisinden de muzaffer bir komutan edasıyla sıyrılmış oluyorlar. Bu konu çok tartışıldı. Bazı yazarlar vaktinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen vatandaşlara bildiği bütün bedduaları etti. Başka da elinden bir şey gelmiyordu zaten.

Peki ya dürüst vatandaş ???

Zamanında vergisini ödeyen , hazine arazisine ev yapmayan , kaçak elektrik kullanmayan vatandaşın suçu ne ?

Hükümet bence bu pakette “kendine uyanık” vatandaşı ödüllendirirken , dürüst vatandaşı da unutmamalıydı.

“Kendine uyanık” vatandaşa aşağıdaki gerçekleri hatırlatmakta fayda var.

  • Adaletin en önemli ölçüsü ,sık sık değiştirilen yasalar ve uygulamalar değil insanın kendi vicdanıdır. Onun için Peygamberimiz “Hakim ne karar verirse versin sen önce vicdanına danış “ demiştir.
  • İslam’da İmandan sonra en önemli esas amal-i salihtir. Amal-i Salih ise , hukuk-u ibada tecavüz etmemekle birlikte hukuk-u Allah’ı bihakkın yerine getirmekten ibarettir.
  • Devletle alakalı konular hukuk-u Allah değil hukuk-u ibaddır. Hukuk-u ibadta hukuk-u Allah’tan önemlidir. Allah ancak kulların affetmesi durumunda hukuk-u ibadı affedeceğini söyler. 72 milyon insanla helalleşmek mümkün değildir.
  • Hazine arazisine gecekonduyu yapan , vergilerini ve diğer mükellefiyetlerini yerine getirmeyen ve bahse konu uygulamalarla bu işlerden sıyrılanların hali şu misale benzer. Beğendiği ve sevdiği bir kız vardır.Onu ister.Ama kız ve ailesi bunu istemez. Bunun üzerine kızı kaçırır ve zorla sahip olur. Çaresiz kalan kız ve ailesi bu durumu sineye çeker ve razı olur. Ve o kız bir ömür boyu bu zalimle birlikte yaşamak zorundadır. O şahıs yaptığı bu hareketin ne kadar azim bir zulüm olduğunu tam anlamıyla ahrette , mahkeme-i kübra’ da anlayacaktır.
  • Bediüzzaman Said Nursi ahret ve hesapla , ilgili der ki ; “Bu gidişâta, icraata bak!
    Nasıl en fakir, en zayıftan tut, tâ herkese mükemmel, mükellef erzak veriliyor, kimsesiz hastalara çok güzel bakılıyor. Hem, gayet kıymettar ve şâhâne taamlar, kaplar, murassâ nişanlar, müzeyyen elbiseler, muhteşem ziyâfetler vardır. Bak, senin gibi sersemlerden başka herkes vazifesine gayet dikkat eder, kimse zerrece haddinden tecavüz etmez. En büyük şahıs, en büyük bir itaatle, mütevâziâne bir havf ve heybet altında hizmet eder Demek, şu saltanat sahibinin pek büyük bir keremi, pek geniş bir merhameti var; hem, pek büyük izzeti, pek celâlli bir haysiyeti, nâmusu vardır. Halbuki, kerem ise in’âm etmek ister, merhamet ise ihsansız olamaz, izzet ise gayret ister, haysiyet ve nâmus ise edepsizlerin tedibini ister.
    Halbuki, şu memlekette o merhamet, o nâmusa lâyık binden biri yapılmıyor; zâlim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp, buradan göçüp gidiyorlar.
    Demek bir mahkeme-i kübrâya bırakılıyor
    ” (Sözler, Onuncu Söz, s 54)
  • Dünyevi küçük mahkemeleri bir şekilde aşan “kendine uyanık” vatandaşlarımız tüm davalarının temyiz için “mahkemeyi Kübra” ya dürüst vatandaşlar tarafından götürüldüğünü ve orada davanın baştan görüleceğini , boynuzsuz konun hakkını boynuzludan orada alacağını haykırmak isterim.
  • Helal ve harama dikkat etmek HAK bilinciyle mümkündür. Hak bilinci insanın işinde başarılı olmasının verimli olmasının olmazsa olmazıdır. Bir felsefedir, hayata bakış tarzıdır verimlilik. “En verimli yağmur, alın teridir” demiş Cenap Şahabettin. Verimlilik, alın teri dökerek kazanma; kazandırarak kazandığı için, kazancını gönül ferahlığı ile hak etme, helal kazanma  bilincidir.

Muhammed, Ali’ye selam gönderdi

Oturduğu yeri pâk etsin dedi

Miraç’dan indikte yine söyledi

Yediği lokmayı hak etsin dedi

Beyler , Fazla Ciddiye Almayın Bu Hayatı ! Nasıl Olsa İçinden Canlı Çıkamayacaksınız.. N.F.Kısakürek

Yorum Ekle