ESAS KİRLİLİK , DIŞ DA DEĞİL İÇTEDİR.

Esas kirlilik, dışta değil içte, kisvede değil, kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.

Şems-i Tebrizi

Yüce Yaratıcı her insanı tertemiz bir fıtrat üzerine yarattığını söylüyor. Anne rahmine düştüğü andan itibaren yani insanın cüz-i ihtiyarı devreye girdikten sonra insan ya temiz fıtratı , yaratılışını güçlendirerek ,yani temiz kalarak ya da o tertemiz fıtratı , yaratılışı kirleterek ona verilen ömrü yaşıyor.

Tabii ki anne rahmindeki çocuğun gelişmesi kendisinden çok anne babasını ilgilendiren bir süreç.  Çocuk, anne babanın çocuk yapma düşüncesinden itibaren olumlu ya da olumsuz temyiz çağına kadar bire bir anne babadan etkileniyor.

M.Ö. 814 yılında, bu günkü Tunus yarımadasında kurulmuş olan bir Fenike kolonisi olan Kartacalılar nesil sağlığı için evlenecek olan çiftleri düğün tarihinden 40 gün önce başlamak suretiyle alkol ve benzeri zararlı maddelerden uzak tutarlardı.

Bebeğin ve yetişkinin temiz kalmasında en önemli etken maddi manevi helal ve temiz lokmadır. Bir aracın çalışması ve performansında yakıt ne kadar önemli ise insanın yetişmesi ve gelişmesinde helal lokma-helal rızık o kadar önemlidir.

Tarihe dikkatle baktığımızda şu gerçeği net bir şekilde görürüz. Tarihe olumlu anlamda geçen tüm insanların arkasında çocuğuna helal süt emzirmiş , şefkatli bir anne , çocuğuna helal lokma-helal rızık getirmek için ekmeğini alnının teriyle kazanan bir baba vardır.

Helal lokma-helal rızık’ kavramı günümüzde çok daha fazla üzerinde durulmayı hak ediyor. Fetih 1453 filmiyle ilgili yazdığım makalede de temas etmiştim. Fethin arkasında abdestsiz çocuğunu emzirmeyen anne , kendisi siftah ettiğinde ikinci müşteriyi siftah etmeyen müşterisine gönderen babalar var.

Helal lokma-helal rızık’ çocuğun fizyolojik , biyolojik ve psikolojik gelişmesinde en önemli etkenlerin başında gelmektedir.

Anne rahminden , kreşlere ,  okullara , çıraklık sistemine ve asker ocağına kadar tüm eğitim sistemimizin en büyük iki  hassasiyet noktası ‘helal lokma’ ve ‘alın teri’  olmalıdır.

İnsanlar , alın teri dökerek evlerine helal lokma götürmek için çalıştıkları işlerinde ne kadar hassas davranıyorlar ???

Yine işyeri açıp evine helal lokma götürmek isteyen işveren işçisinin alnının teri soğumadan ‘HAK’ ettiği ücreti veriyor mu ???

Yoksa işçi ve memur çalabildiği kadar iş yerindeki zamandan çalıp kaytarmayı bir alışkanlık haline getirirken , işverende işçisinin ücretini kısabildiği kadar kısmak ya da geciktirebildiği kadar geciktirmenin mücadelesini mi veriyor ???

Okuyucularımın moralini bozmak istemem. Ben toplumun her geçen gün-dünden iyi , yarından eksik- iyiye gittiği ve bu konularda her geçen gün daha da artan bir hassasiyete sahip olduklarını düşünüyorum. Ancak ideal anlamda ve gerçekten lokmalarımızın helal olması noktasında daha atmamız gereken çok adım var , almamız gereken çok yol var. Bizim gayretimiz bu konuda toplumun daha hassas olması , helal lokma oranının daha fazla artması.

En verimli yağmur, alın teridir” demiş Cenap Şahabettin. Verimlilik, alın teri dökerek kazanma; kazandırarak kazandığı için, kazancını gönül ferahlığı ile hak etme, helal kazanma  , helal lokma yemek , hem yaratanı , hem yaratılanı razı etme bilincidir.

Lokmayı maddi ve manevi olarak ta ele almak ve bu konuda sadece maddeye dayalı ele almamak lazım. Yediğimiz , içtiğimiz , dinlediğimiz , gördüğümüz , dokunduğumuz her şey ya helal ya da haramdır. Bunların hepsine helal ya da haram rızık diyebiliriz.

Helal lokma , helal rızık temiz su gibidir. Temiz su nasıl geçtiği yer temizleyip pak ediyorsa , helal rızık ta girdiği bünyeyi maddi manevi kirlerden , pisliklerden temizler.

‘Esas kirlilik dışta değil içtedir’ demişti Hz. Şems. Dolayısıyla rabbimize doğduğumuz gibi içimiz dışımız tertemiz kavuşmak istiyorsak helal lokma-helal rızık konusuna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Helal lokma-helal rızık ihlal edildiğinde yani harama kaydığımızda onu temizlemenin yolunun tövbe ve gözyaşı  olduğunu unutmayalım.

Hazret-i Hızır selam göndermiş,

Oturduğu postu pak etsin deyu,

Muhammed kandilden(miraçtan) indi buyurdu

Yediği lokmayı hak etsin deyu.

Yorum Ekle