Şehir içinde kültür değil, Kültür içinde şehir.

‘Yeni Türkiye’ için acil ve öncelikli 2 konu eğitim ve kültür.

Milletlerin dünya tarihindeki gücünü ve pozisyonunu  belirleyen en önemli ölçü, kütüphanelerinde bulundurduğu kitap sayısı. Yani kültürel dinamizm hayatın bütün yanlarını harekete geçiren bir etkiye sahip.

Kültür (ekin, eski dilde hars) kavramının tanımı şu şekildedir:

‘’Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde üretilen bütün maddi ve manevi değerler ile bunları üretmede, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü.’’

Sosyolojik olarak, kültür bizi saran, insanlardan öğrendiğimiz toplumsal mirastır. Kültürün oluşmasında iki süreç vardır; ilk süreçte insan pasif ve alıcı konumdadır. Belli bir coğrafi çevrede yaşıyor, beslenme ve barınma ihtiyaçlarını orada gideriyordur.

Semavi dinler ve Peygamberler, doğayla kurulan bu öncül ilişki, yani ihtiyaçları doğrultusunda edindiği bilgi, dili, davranışları ve maddi üretim ve tüketim aletleri kültürün oluşmasında birinci aşama olarak karşımıza çıkar.

İkinci aşamada ise insan alıcı-tüketici konumundan çıkar ve üretmeye başlar; yani yaşadığı çevreye etkin ve aktif bir güç olarak katılır. Bu süreç ilk aletlerin yaratılmasıyla sınırlı olarak başlayıp Neolitik Çağ’la birlikte hız kazanmıştır.

Kültür; birikimle birlikte ivmesi artan bir toplumsal yapı bileşenidir. Giderek her nesil miras aldığı kültüre maddi ve manevi bir katkı yapar ve onu kendinden sonrakilere miras bırakır.

Bireyler için ise yargılama, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenme ve tecrübeler yoluyla geliştirilmiş olan biçimine o kişinin kültürü denir. Bireyin edindiği bilgileri anlatmak için de kültür sözcüğü kullanılır.

Kültürlenme ve kültürlendirme; Maslow ihtiyaçlar piramidinin en tepesinde yer alır, yani insanın kendini gerçekleştirmesinin en etkin yolarından birisidir.

Bu anlamda İllerdeki Kamu-Yerel Yönetim ve Stk yetkilileri merkezi idareye bağlı olmaksızın içinde yaşadıkları ve çok yakından tanıdıkları bölgelerini Kültür, Sanat, İlim ve İrfanla donatmalılar.

İlmin, Bilimin ve Sanatın birlikte var olduğunda o şehir gerçekten şehir olmuştur.

Bu üçü birlikte yoksa, yaşamıyorsa, yaşatılmıyorsa o belde sadece bina ve insan yığınından ibarettir.

Bu anlamda ne birinci sıradaki vazifemiz; şehirde yaşayanların kültürün bütün unsurlarıyla aralarındaki bütün mesafelerin kaldırılarak buluşturulması konusudur.

Bende bu anlamda naçizane önerilerimi sıralamak istiyorum.

Ümran Mektebi ismini vereceğimiz geniş çerçeveli bir projeyle kültürel seferberlik ilan edilmeli. Benim önerilerim:

1.Camiiler, Mescitler, Gar, Otogar, Hastanelerin Kafeteryaları, Okullara Şehrimizde yaşayan yazarların kitapları başta olmak üzere mini kütüphanelerin açılması.

2.Uygun otobüs, raylı sistem ve toplu ulaşım duraklarına küçük kitaplıklar oluşturulması.

3.Şehirlerimizde yaşayan Kültür adamlarının yapacakları söyleşiler düzenlenmeli ve mekan olarak Camiiler, Sivil Toplum Kuruluşları’nın imkanları, diğer salonların yanında Güvenlikli Sitelerin ,Sosyal Donatılarının ve Toplantı salonlarının kullanılması.

4.Şehrimizde yaşayan yazarların özellikle köy ve kasabadaki çocuk ve gençlerle mutlaka ulaşmaları, buluşmaları konusunda geniş çaplı, düzenli yapılması.

5.’Yazarlık Okulu’ adıyla bir programla girişimci gençlere ulaşılmalı. Şehrimizde yaşayan  yaşayan yazarlara eğitim müfredatında yer verilmeli. Dersler kayıt altına alınarak Tv. , radyo ve İnternet yoluyla da halka ulaştırılmalı.

6.Her yıl yerelde Kültür adına kıymetli ödüller verilmeli , eserlerinin halka ulaşmasında aracılık yapılmalı, kültür adamları onurlandırılmalı, tarım ve sanayide olduğu gibi teşvikler verilmeli ve cesaretlendirilmeli.

7.Halkın kültür adamlarını her aradığında bulabileceği onlara yönelik nitelikli mekanlar tahsis edilmeli.

8.Vali Bey ve Büyükşehir Belediye Başkanı  olmak üzere şehrin ileri gelenleri en geç ayda bir ‘Kültür Sofraları’ formatında Kültür adamlarıyla bir araya gelmeli.

9.Her şehirde birincisi ilkbahar veya sonbahar, ikincisi Ramazan akşamlarında olmak üzere yılda 2 kez kitap fuarı düzenlenmeli. Ve bu tarih ve mekan sabitlenerek geleneksel hale getirilmeli.

10. İçinde tiyatro sahnesi, kütüphane,  sinema salonu, internet imkanı sunan bilgisayarlarla donatılmış mobil/tırlar yapılmalı.

Bu tırlarla , sanatın ve bilgi aktarımın en etkili yöntemlerinde olan tiyatro yöntemiyle şehrimize ait değerlerimizin çocuklarımıza köy köy , kasaba kasaba anlatılması, tiyatroların dergilerle , görsellerle desteklenmesi.

Zira köy ve kasabalarda kültüre ihtiyaç şehirlerden bin kat daha fazla.

Yüzlerce konferansım içerisinde ben en coşkulu Aile Konferansımı Batman İli Sason İlçesinde verdim. Tüm ilçe ordaydı ve 1.5 saat göz kırpmadan dinlediler.

Evet dostlar!

‘Yeni Türkiye’ inşa etmek Hacar-ül Esved’ Kabe’de ki yerine yeniden koymak gibi önemli bir görevdir. Bu sebeple yere serilmiş örtünün üzerinde duran inşa süreci için herkes örtünün bir tarafından tutmalı ve kaldırmalı.

Şimdi vakit o vakittir.

Haydi, herkes kendi istikbali için sesini yükseltsin.

Yorum Ekle