Dünya kelimesi ‘deni’ den gelir ve ‘daha aşağı’ anlamındadır.
Yani dünya cennetten imtihan için geçici ve kısa süreli uzaklaştırılan insan için cennete nispetle alçak bir yerdir.
Ve dünya insan için ana vatanı olan cennetten uzak olduğundan tam anlamıyla gurbettir.
Bu gurbet sızısı insanın içinden hiç gitmez.
Kamışlığından,vatanından koparılarak gurbete mahkum edilen içi boşaltılmış ney gibi iniler insanın içerisinde bir yerler.
Şair ne güzel söylemiş.
Gáh olur gurbet vatan, gáhi vatan gurbetlenir’
İşte şimdi oldu Báki háliya dünyá garib
Gönlüm ister gitmeyi cáná bu mátemháneden
Korkarım ki gittiğim yer de olur ammá garib”
Bu her insanın yaşadığı birinci derece gurbettir.
Bir de gurbet içinde gurbeti,kat be kat gurbeti yaşayan muhacirler vardır.
Alemlere rahmet Peygamberimiz s.a.v. de yaşadı bu gurbeti.
Muhacir oldu kendisine kucağını açan ensara.
Ve onunla beraber muhacir olmakta ensar olmakta ayrı bir kıymet kazandı.
Dünya ve mahiyeti kıyamete kadar değişmeyeceğine göre derece derece gurbetler hep olacak.
Ve ensar-muhacir ilişkisi hiç bitmeyecek.
Ensar ve muhacir ilişkisi bir çağa ve zamana bağlı olmayan sürekli bir güzellik olarak yaşayacak.
O halde yaşamaya ve yaşatmaya devam etmek gerek.
Açalım kollarımızı, yüreklerimizi muhacir kardeşlerimize ey ensar.
Açalım ki Peygambere kollarını açan Medine’lilerle kardeş olalım.
Yarın kimin ne olacağı belli olmaz.
Bu gün ensar yarın muhacir.
Hepsi imtihan.
Biz bu gün biz ensar olarak bize yakışanı yapalım yarın Allah kerim.