ÇAĞIN VEBASI: DÜNYEVİLEŞME(FANİYİ BAKİYE TERCİH)

Rabbim Adem babamız ve Havva annemizi cennette, ona layık, oraya uygun yaratıktan sonra hikmete binaen imtihan için kısa süreliğine cennetten daha aşağı(deni) olan dünyaya indirdi.

İmtihanı kurallara uygun bir şekilde tamamlayanlar ebediyen vatanı aslileri olan cennete dönecekler.

Aksi herkesin malumu.

Rabbim bize merhamet ve rahmetinin gereği olarak cennet yolunun taşları olan iyilikler için bir minik cennet numunesi, cehennem yolunun taşları için de bir cehennem numunesi tattırıyor.

Kur’an-ı Kerim’de 158 defa zikredilen Hz. Musa ve İsrailoğulları kıssası bizler için çok önemli dersler içeriyor.

İsrailoğulları üzerinden Rabbimizin bizi uyardığı en önemli husus dünya ahiret dengesi konusudur.

Baki olan ahiret hayatının(baki elmas), fani olan dünya hayatına(kesin kırılacak parlatılmış cam parçalarını) tercih edilmesinin dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacağı anlatılır.

Yahudileri anlatan ayetlerden birinde Rabbim bize şöyle ders verir:

Onlar, dünya hayatını ahirete tercih ederler. (Başkalarını) Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isterler. İşte onlar derin bir sapıklık içindedirler. İbrahim, 14/3

Demek ki neymiş ilk bozulma ve sapma dünyanın ahrete tercihi ile başlıyor.

Ve bozulan tercihleri dünya olan insanlar sadece kendi yanlış tercihleriyle kalmıyorlar; ‘başkalarını da kendilerine dönüştürmek için Allah yolundan alıkoyup, onları eğri ve çelişkili yollara yönlendirmeye başlıyorlar’ ve zamanla tam bir İblis askeri haline geliyorlar.

Her günah kalpte bir nokta halinde giriyor, tövbe istiğfar ile temizlemediği zaman kısa sürede kalbi simsiyah yapıp nuru imanı tamamen çıkarıyor.

Devamında  iman dilin ezbere tekrar ettiği kuru ,boş, anlamsız bir söz, ibadet bedenin otomatik yaptığı şuursuz beden eksersizi, umre/hacc turistik seyahat haline geliyor.

Bireylerin bulundukları bu durum onların bir araya geldikleri Vakıf ve dernekleri de dönüştürdü.

Bu gün insanları ahiret hayatlarına hizmet için kurulan zühd, takva,dünya menfaatlerinden arınmanın merkezi olması gereken dernek,vakıf gibi STK’ların dahi mal, makam, ihale gibi dünyevi menfaatler için aracılık yapan kurumlar haline gelmesi dünyevileşmenin geldiği noktayı gösteriyor.

Bu gün Haremeyn-i  Şerifeyn’ de kavgaya kadar giden dünyevi menfaat çatışmaları yarın daha ağır tablolarla karşımıza çıkacaktır.

Bunun en temel sebebi sadece Allah rızası yapılması gereken işlerin bu gün bir geçim vasıtası haline getirilmesidir.

Rabbim Peygamberlerini bize tanıtırken ‘in erciye illa ale-l Allah=Onların ücreti sadece Allah’a aittir’

Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: “Ey kavmim! Bu elçilere uyun!(Vazifelerine karşılık) sizden hiçbir ücret istemeyen (bu) kimselere uyun! Onlar doğru yoldadır.” Yasin,36/20-21

Size geçmişte bildirilmiş olan haberleri (Tevrat’ın aslını) doğrulayıcı nitelikte indirdiğim (Kur’an)a inanın. Ona inanmayanların öncüsü siz olmayın! Benim ayetlerimi küçük bir kazanca değişmeyin/satmayın ve yalnız ben(im azabım)dan korkun! Bakara,2/41

Hz. Muhammed(s.a.v.), Hz. Ebu Bekir, Hz. Osman, Hz. Ali tüccar idiler,geçimleri din değildi, Hz. Ömer’in hurma bahçeleri vardı, ziraatle meşguldü geçimini oradan sağlıyordu.

Bu gün dini anlatanlar geçimini anlattıkları dinden sağladıkça insanları daha fazla dünyevileştiriyorlar.

İmam-ı Azam Ebu Hanife bir tüccardı. Ticaretini yapar, geçimini oradan sağlar ayırdığı zamanlarda ilim tahsil eder, kendisi YAŞAR, yaşadığı hayatı insanlar anlatırdı.

Bu gün profesyonel bir ekip oluştu. Dini anlatan ve geçimini bu yolla sağlayan.

Bunlar dar dairede geçimlerini sağlamakla kalmadılar, devlet kadroları, ihale takipleri, belediye imkanlarıyla ilgilenmeye başladılar.

2009 yılı Ramazan ayında o günün gündemi Etö’yü anlatırken yine dünyevileşme hastalığına vurgu yapmış, şöyle yazmıştım:

‘’ Ben bir fert olarak ne kadar bu gibi örgütlerden uzağım ya da ne kadar bu örgütlere yakınım  ???

Sosyolojik ve iktisadi bir kuraldır dostlar: Arz talep dengesi. Bir toplumda neye talep varsa , talep edilen o mal, o ihtiyaç arz edilir. Bu gün ülkemizde oluşmuş bu mafyavari  teşekküller toplumun talebi olmasa bu kadar çoğalabilir mi, genişleyebilir mi ?

Kanaat etmeyen, hırsla yaptığı ticarette bir an evvel köşeleri dönmeye çalışan tüccarın, bürokrasi basamaklarını 2’şer,3’çer çıkmak isteyen bürokratın, bir an evvel meşhur olup yıldız olmaya çalışan sanatçının yolları mutlaka Ergenekon’la kesişecektir. Zaten bu gibi yapıları oluşturan ,geliştiren, çoğaltan insanlardaki bu hırs ve kanaatsizliktir.

Hayat, dünya ve ahiret sermayesinin birlikte kazanılacağı, sınandığımız denendiğimiz bir alandır Müslüman için. Hayatı boyunca dünya ve ahiret kazancının peşinde koşan insan için en gerekli 4 şey çalışmak, sabır, tevekkül ve kanaattir. Bu gün %99 u Müslüman olan bu ülkede Ergenekonvari yapıların bu kadar çok olması Müslümanların bu 4 vasıftan ne kadar uzaklaştıklarının ispatıdır.(Aradan 7 yıl geçti Fetö patladı)’’ www.cemilpasli.com/ahlak/yeni-turkiye-ye-gecisin-yolu-icimizdeki-ergenekon-lari-temizlemekten-geciyor

Bu gün Allaha ve Ahiret gününe inanan her mümine düşen inandığı gibi yaşaması ve yaşadığını paylaşması ve bunu sadece Allah rızası yapması ve asla bu iş için ücret, hediye almaması.

Dünyevileşme dediğimiz olayın bana göre başladığı ana kaynak dinin bir geçim vasıtası yani bizi ahreti göstermesi , ahrete taşıması gereken bir sistemin dünyaya hizmet eder hale getirilmesi, dünyevileştirilmesidir.

Çare ise Kur’an ve Sünnet esaslarıyla hakikatin aslına döndürülmesidir.

Yorum Ekle