Sihir ve büyük yapmak

Sihir ve büyü adeta Şamanizm’in temel unsuru olmuştur. Şamanların temel görevlerinin ve özelliklerinden birinin sihirbazlık ve büyücülük olduğu , Şamanizm hakkındaki en eski araştırmalardan beri malumdur. Sihirbazlığa ve büyücülüğe Türklerin ve onların din adamı olan Şamanların bu kadar önem vermelerinin sebebi şöyle açıklanmıştır: Sibirya ve Orta Asya gibi iklimi sert olan yerlerde , ve genellikle tabiat şartlarının insanlara hakim olduğu bölgelerde , tabiata hükmedememenin , ilkel insanlarda isterik tepkilere sebebiyet verdiği görülmektedir. Bu tepkiler , özellikle hassas bünyelerde ortaya çıkmakta ve bunlar sihirbaz din adamı görevini yüklenmektedir. İşte eski sihirbazlar böylece yerlerini Şamanlara bırakmışlardır ;Şamanlar da sihirbazlık hüviyetini böyle yüklenmişlerdir.

Orta Asya’da İslam öncesi Türk topluluklarındaki Şamanların sihir ve büyü ile uğraştıkları , eski kaynaklar tarafından nakledilen haberler vasıtasıyla biliniyordu. Mesela İbni Sina (ö.1037) el İşarat adındaki eserinin ruhi tecrübelerden bahseden onuncu ve aynı zamanda sonuncu babında arif adıyla eski Türk Şamanlarını ele almakta ve bunların sıkı ruhi tecrübe ve bedeni riyazatlardan geçtikten sonra sihir , büyü ve emsali , başka kimselerin beceremeyeceği bir takım kabiliyetler kazandıklarını anlatmaktadır. Cüveyni de Uygurlar da kam (şaman) ların sihir ilmini bilen kimseler olduklarını ve şeytana hakimiyet iddiasında bulunduklarını nakleder.

Tüm bu haberler gösteriyor ki , Şamanlar özellikle bu iki sıfatları sayesinde eski Türk toplumunda çok üstün mevkilere sahip olmuşlar ve değişik dinlere , hatta İslamiyet’e girildikten sonra da bu mevkilerini kaybetmemişlerdi. Şamanizm’in temel unsuru olan sihirbazlık ve büyücülük işine dair tek bir menakıpnamede bazı telmihler vardır ki , o da Menakıbu’l Kudsiye’dir. Eserin kahramanı Baba İlyas Horasani’den ona hasım birinin ağzıyla şöyle bahsedilir.

Bu ki direm hezar buncadır ol

Hiç sahir bulmaya ana yol

Selçuklu Sultanı II. Gıyasettin Keyhüsrev’in ağzında da Baba İlyas’ın ve müritlerinin ortadan kaldırılmasına dair verilen talimatta aynen şöyle denilmektedir:

Varun eyle buları ğaret idün

Şöyle kim vardurur hasaret idün

………………………………………….

Eyle kim cadularımış bunlar

Bilse bizi kırarımış bunlar

Yukarıda anlatılan üç beyitin ilkinde Baba İlyas’ın son derece mahir bir sihirbaz olduğu ve hiç sahir (sihirbaz) ın bu konuda ona erişemeyeceği anlatılmak istenmiştir.Diğer beyitlerde ise , Baba İlyas’ın müritlerinin de kendi gibi cadu (büyücü) oldukları söylenmekte , büyücülük kudretiyle , üzerlerine gelen askerleri mahvedecekleri ima edilmektedir.

13. yüzyılda Anadolu’ya muhtelif göçlerle gelip yerleşen Türkmen babalarının , eski Türk Şamanlarının İslamileşmiş şekilleri olduğu eskiden beri bilinmektedir.Aslında bütün Türkmen Babalarını bu hüviyetin altına sokmak mübalağalı olmakla beraber , önemli bir kısmının bu hüviyette olduğu kesindir.Eski Şamanların İslami bir hüviyete bürünmüş yeni temsilcileri olan bu Türkmen Babalarının da bu hüviyete uygun olarak sihir ve büyü ile uğraşmaları tabiidir.

Yorum Ekle