Yeter artık! Herkes Kendine Baksın.

Necip Fazık Kısakürek’in gençliğe hitabındaki aynı manadır yazımın başlığında ki ‘’kim var?’’

‘Kim var? ‘ diye seslenilince,

sağına ve soluna bakmadan

fert fert ‘ben varım! ‘ cevabını verici,

her ferdi ‘benim olmadığım yerde kimse yoktur! ‘

fikrini besleyici bir dâva ahlâkına kaynak bir gençlik…

Hz. Adem’den  Hz. Muhammed’(s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam’dır.

İslam; gelen mesaja kayıtsız şartsız teslim olmanın adıdır.

Bu teslimiyet tam anlamıyla sağına ve soluna bakmadan sadece Allah’a iman edip,

sadece onun rızasını kazanmak için, sadece ona kulluk etmek demekti.

Bu anlamda en büyük cihad, en büyük mücadele (cihad-ı ekber) insanın kendi nefsini Ahsen-i takvimde tutma , esfel-i safilinden koruma çabasıdır.

İblis bu gerçeği bildiği için NEFİSLE KOALİSYON YAPARAK insanı hep sağına soluna bakmaya teşvik eder.

Zira sağına soluna bakınca nefis kendini unutturur.

Böylece kendini gizleyen nefis içeriden insanın Ahsen-i takvim makamını sabırla,yavaş yavaş çürütür ve tam kıvamına getirdiğinde en büyük darbeyi vurarak onu esfel-i safiline yuvarlar.

Kural budur,değişmez: En büyük düşman en son bakacağın yere gizlenmiştir.

Müslümanlar artık İslam’ı diğeri üzerinden özellikle erkekler KADINLAR üzerinden okumayı, anlamayı bıraksınlar.

Yeter artık!

Herkes kendi işine, kendi takvasına, kendi gözüne, kendi vicdanına, kendi imanına, kendi ibadetine, kendi eline, kendi cebine, kendi cüzdanına, kısaca kendi nefsine baksın.

‘’Ehlimizi koruyoruz’’  yorumu için Kur’an-ı Kerim’e baksın ve iyi anlasın.

Ehli korumak kendi nefsinde İslam’ı en güzel şekilde yaşamak ve en yakınından itibaren anlatmak, örnek olmakla olur, fazlası değil.

Hidayet, kulun cüz-i ihtiyarını sarf ettikten sonra Allah’ın kulunun kalbine indirdiği bir nur.

Kul istemiyorsa zorlama, dikte etme, baskı yapma, kraldan fazla kralcı olma.

Ey Peygamber! Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi (iyi niyet ve gayretine göre) doğru yola eriştirir. O, doğru yola erişecek olanları daha iyi bilir.

Kasas,28/56

Dinde (iman etmede/İslam’a girmede) zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış (hak ile batıl, iman ile küfür) birbirinden ayrılmıştır. Böylece, şeytani düzenlere (uymayı) reddedenler ve Allah’a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam bir kulpa/tutamağa yapışmıştır. Allah (her şeyi) hakkıyla işitendir, (her şeyi) hakkıyla bilendir.

Bakara,2/256

(Allah) buyurdu ki: “Ey Nuh! O (oğlun isyan ettiği için) senin ailenden değildir. Çünkü o kötü işler yaptı. İçyüzünü bilmediğin bir şeyi yapmamı benden isteme! Sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.”

Hud,11/46

Hz. Nuh’un eşini ve oğlunu, Hz. Lut’un eşini, Hz. İbrahim’in babasını, Hz.Muhammed’in amcasını  koruyamadığı ateşten ehlini korumak senin görevin değil.

Her gün medyada bizi üzen, Müslümanlara zarar veren yeni bir haber.

Konu hep bir müslümanın diğeri hakkındaki yorumu.

Bırakın gıybeti kardeşim,(Hucurat, 49/12)

Terk edin  kardeşiniz hakkında su-i zannı,(Hucurat, 49/12)

Uzak durun kardeşiniz hakkında uydurulan iftiradan,(Nur, 24-11-15)

Bilmediğiniz bir şeyin ardına düşmeyin, zira göz, dil, kulak, gönül bunlardan sorumludur. (İsra,17/36)

Allah beni zorlaştırıcı ve başkalarının hata yapmalarını isteyici değil;
bir muallim ve kolaşlaştırıcı olarak gönderdi,
Hadis-i Şerif,Müslim,Talak 29

Çok uzatma ayağını
Açıkta kalır üşürsün
Temiz kullan boyağını
Sahte boyalar taşırsın

Olmayasın karaktersiz
Çok konuşun yerli yersiz
Adın doğru kendin hırsız
Karanlıkta dolaşırsın

Söyle kime oldun aşık
Gittiğin yollar dolaşık
Yemek yersin kab bulaşık
Hanım sana ne pişirsin

Ağlayanı gülenleri
Gözyaşların silenleri
Topladığın yalanları
Dostum ile bölüşürsün

Veysel eli nideceksin
Herkes ettiğini çeksin
Önüne bak düşeceksin
Doğru gitsen ulaşırsın

Aşık Veysel

Sözü süzde söyle,  gönlü bulandırmasın

Sözü dizde söyle, kulağa inci diye takılsın

Sözü yüze söyle gıybet olup utandırmasın.

Şems-i Tebrizi

Bir Müslüman velev ki çok yakının da olabilir -eşin, oğlun kızın , öğrencin, anne baban olabilir- yorumlar, baskılar, şiddetler, cinayetler…

Yeter artık!

Kal-u Bela’da Rabbimizin ‘’Elestü bi-Rabbiküm=Ben sizin Rabbiniz değimliyim?’’ sorusuna TEK BAŞINA ‘’bela-evet’’ dedik.

Annemizden TEK BAŞINA doğduk.

Anne, baba, eş, çocuklar ve diğerleri dünyada , Rabbimizin bizi SABIR/ŞÜKÜR koduyla imtihan ettiği İKİNCİL şahıslar.

Lütfen biz kendimize bakalım.

‘’Donundaki yırtığa bakmayıp rüzgara doğru koşanlardan’’ olmayalım.

Nefsimize yoğunlaşalım.

Yaratıldığımız Ahsen- Takvim’de kalmak için çaba sarf edelim.

Ahlakımızı güzelleştirelim.

Güzel örnek, darb-ı  mesel olalım.

Allah’a hakiki kul olmak isteyen ‘’kim var?’’ denilince ;

Sağımızda ve solumuza bakmadan,

‘’BEN VARIM’’ diyelim.

Var mısınız?

Yorum Ekle