“Aynı Göğün Altında 3 Nefes” 3 anne ve bebeğini anlatan bir Trt belgeseli.
İstanbul’da şu an birçok kadının hayali olan çok iyi ekonomik ve fiziki imkânlar içerisinde yaşayan Gizem ve bebeği Kaan Ata;
Manavgat Altınkaya köyünde zor ekonomik ve kırsalın fiziki şartlarında hayatını devam ettiren Esma ve bebeği Şeref;
Batman’da ekonomik ve fiziki olarak olağanüstü zor şartlarda hayata tutunmaya çalışan Afgan Karima ve bebeği Muhsin’in hikâyesini anlatıyor belgesel.
Aile Eğitim ve İletişim Uzmanı olarak yıllardır dile getirdiğimiz kişi ve toplumun en çok üzerinde durması gereken “annelik” makamına 3 farklı yaklaşım getiriliyor canlı anlatımla.
Belgesel, dünyanın en önemli ve belirleyici faktörü “anne”yi hepimizin gözlerinin içine sokuyor.
İnsanın kişiliği, sağlığı, psikolojisi v.b. bir ömür hayatını etkileyecek bütün değerlerin inşasında en önemli ihtiyacın annenin bebeğine yakınlığı, ona verdiği emek, zaman, değer ve sevgi olduğunu ispat ediyor belgesel.
Bir şeyler yapmak için para ve fiziki şartların en son ihtiyaç duyulan şeyler olduğunu anlıyoruz.
Gönül zenginliğini devreye koyan annelerin bebeklerine ne büyük katkıyı yaptıklarını görüyoruz.
Batı’da başlayıp virüs gibi dünyaya yayılan Modernizm ve vahşi kapitalizm kariyeri, para kazanmayı anneliğin önüne çıkartmaya çalıştı.
Bu yaratılışa aykırı yolu 200 yıldır şartları zorlamasa da başarılı olması imkânsız ama kadınlara, anneliğe ve bütün beşeriyete büyük zararlar verdi.
O zararları verirken ürettiği 3 temel sistem de 100 yıl içerisinde çöktü.
1945 de Nasyonalizm, 1987’de Komünizm, 2008’de Liberalizm ve Kapitalizm çöktüler.
Bugün insanlık yeni bir medeniyet hikâyesi yazılmasını bekliyor.
Bu görev Mezopotamya ve 25’den fazla Medeniyete ev sahipliği yapmış Anadolu’ya bağdaş kurmuş olan millete düşüyor.