İnsanın ezelden ebede yolculuğunda en çok dikkat etmesi gereken yol arkadaşlarıdır.
Dar dairede eşimiz ve çocuklarımızla başlayan ve durgun bir suya atılan taşın oluşturduğu halkalar misali genişleyen arkadaşlar.
‘’Evvel-refik bağdet-tarik=Önce yol arkadaşı, sonra yol’’ sözü bu gerçeği ne güzel anlatır.
Neden yol arkadaşı bu kadar önemlidir?
Çünkü onlar bize her daim ayna tutan, gerçekle beraber yürümemizi sağlayan yardımcılarımızdır.
Abd’de de başlayan ve dünyaya iletişim imkanlarının gelişmesiyle hızla yayılan pragmatizm arkadaşlık anlayışımızı etkiledi.
Pragmatizm: Felsefede; uygulayıcılık, uygulamacılık, fiîliyye, faydacılık, yararcılık gerçeğe ve eyleme yönelik olan, pratik sonuçlara yönelik düşünme temelleri üzerine kurulmuş olan felsefi akım. insanların "iyilik, hakikat, doğruluk" gibi kavramları bir kenara bırakıp herhangi bir şeyi değerlendirmede "kişisel faydayı" esas alan düşünce sistemidir.
Oysa Yüce Allah insanı meleklerden farklı olarak hata yapan bir varlık olarak yaratmış ve hatasını fark edip tövbe etmesini övmüştür.
İblis ile Hz. Adem arasındaki fark da budur. İkisi de hata yapmış, hataları Allah tarafından kendilerine bildirilmiş, neticede birisi hatasında ısrar etmiş, diğeri hatasını itiraf edip tövbe etmiştir.
İşte arkadaşlarımız bize ayna olmalı sadece ve sadece göstermelidir.
Pragmatizm arkadaşlık ilişkilerinde maalesef ‘’faydacı’’ yaklaşımı ön plana çıkardı.
Arkadaş arkadaşa gerçekleri söylemek yerine onun hoşuna gidecek ‘’beyaz’’ yalanları tercih eder oldu.
Yaklaşım çok cazibeli,çok çekiciydi.
Zira direk insanın en zayıf noktasına, en kuvvetli zaafına egosuna hizmet ediyordu.
Sürekli kendisinin kusursuz olduğunu söyleyen arkadaşlar , beyaz ve pembe yalanlar insanı adeta uyuşturucu etkisiyle hayal dünyasında uçuruyordu.
Oysa uçmak kolay ama inmek zordu.